ÜNİVERSİTEDEN BAKIŞ
Prof.Dr.Mustafa Altıntaş
YÖK’NUN
KORSANLIĞI (2)
Aynı zamanda, varlığını
“YOK” konumuna düşmüş olan Disiplin Yönetmeliğinden alan YÖK – YDK olarak da görev yapan Genel Kurulu,
bu yasal boşluk nedeni ile, üniversiteleri tarafından disiplin dosyaları, ”…bu
aşamada ilgi teklifiniz hakkında herhangi bir karar alınamayacağından, ilgiliye
ait soruşturma dosyası…Üniversitenize iade edilmektedir” gerekçesi ile geri
gönderilmeye başlanmıştır.
Hukuksal ve yasal boşluk
sürmesi nedeni ile geri çevrilen disiplin dosyaları, “Barış İçin
Akademisyenler Bildirisi” nin yarattığı deprem ve bu deprem sonrası
Cumhurbaşkanı tarafından pimi çekilen linç bombası, disiplin işlemlerinin bu
kez de, Genel Kurul Kararı ile yürürlüğe sokulmasını dayatmıştır.
YÖK Genel Sekreteri imzası
ile üniversitelere dağıtılan ve 12.11.2015 günlü YÖK Genel Kurulu tarafından
alınan “2547 Sayılı Kanuna Tabi Personele Uygulanacak Disiplin Hükümleri” ni
içeren metin, boşluğu gidermek amaçlı
olarak şu buyruğu içermektedir : “…657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 1. Maddesinin 3. Fıkrasında özel kanunlarına atıfta bulunulan
yükseköğretim personeline uygulanmakta olan 2547 Sayılı YÖKnun 53. maddesine dayanılarak
çıkarılmış bulunan…Disiplin Yönetmeliği’nin
AYM kararında belirtilen “hangi
fiillere hangi disiplin cezasının uygulanacağı, bu bentte sayılan kişilerin disiplin işlemleri ve
disiplin amirlerinin yetkileri, devlet memurlarına uygulanan usul ve esaslar da
göz önüne alınmak suretiyle
Yükseköğretim Kurulu’nca düzenlenir hususları düzenleyen hükümlerin yasal
dayanağı kalmadığından” denilerek, “yasal temelin değiştirilmesi” ne
yönelinerek, üniversite çalışanları 2547 Sayılı Yasadan, 657 Sayılı Devlet
Memurları Yasasına aktarılmıştır.
Kendisini yasama organı yada
yargı yerine ikame eden YÖK Genel Kurulu, bununla da yetinmemiş, 657 ve 2547
Sayılı Yasalarda yer almayan usul
kuralları yerine, ortadan kalkan DY’nin usule ilişkin hükümlerinin uygulanması
“fetvasını” üretiyor. Bir hüküm daha kuruyor YÖK. Yüksek yargı
tarafından iptal edilen cezalar yerine,
bu kez de 657 Sayılı Yasaya göre disiplin işlemi yapılması buyrulmaktadır.
YÖK, Anayasa Mahkemesinin
Kararı sonrası doğan boşluğun giderilmesi konusunda parlamentoyu zamanında ve
gecikmeden devreye sokma girişimlerinde bulunma yerine, onbir ay kulağının
üzerine yatıyor. Bu sürede, hukuk ve yasa dışı olarak “korsan YÖK-YDK” olarak
varlığını sürdürüyor. Onbir ay sonra ise bu kez “melez” bir disiplin
mevzuatı yaratıyor. Tek bir örnek ile yetineceğim. Sığınılmak istenilen 657
Sayılı Yasanın 126 ncı maddesinde, “…Devlet memurluğundan çıkarma cezası
amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurunbağlı bulunduğu kurumun yüksek
disiplin kurulu kararı ile verilir” hükmü bulunmaktadır. Burada yüksek
disiplin kurulu, “memurun bağlı bulunduğu kurumun” olarak tanımlanmaktadır. YÖK-YDK meşruiyetini,
yasadan değil, kaynağı, iptal edilen 53/b maddesi olan DY’nden almaktadır. 2547
Sayılı Yasanın, ne Yükseköğretim Kurulu’nun görevlerini düzenleyen 7 nci
maddesinde,ne de 53/a da, YÖK-YDK ile ilgili tek bir düzenleme
bulunmamaktadır.YÖK-YDK’nun meşruiyetini 657 S.Yasanın 126 ncı maddesine
dayandırması da mümkün değildir. Çünkü, üniversiteler YÖK’e bağlı
kurumlar,şubeler değildir. Üniversiteler kamu tüzel kişiliğine sahip
melez-özerk kuruluşlardır. Yani YÖK-YDK, bütün bu hukuk ve yasa kuralları
ortada iken, 31 Mart 2016’da korsan yargılamasını sürdürmeye yeniden
başlamıştır. Bu boşluğun ve korsanlığın giderilmesi konusunda TBMM’ne taşınan
yasa tasarısı konusunu ise,izleyen yazımda dile getirmeye çalışacağım.
14.04.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder