12 Nisan 2016 Salı

ÜNİVERSİTEDEN BAKIŞ
Prof.Dr.Mustafa Altıntaş
YÖK’NUN KORSANLIĞI (2)

Aynı zamanda, varlığını “YOK” konumuna düşmüş olan Disiplin Yönetmeliğinden alan  YÖK – YDK olarak da görev yapan Genel Kurulu, bu yasal boşluk nedeni ile, üniversiteleri tarafından disiplin dosyaları, ”…bu aşamada ilgi teklifiniz hakkında herhangi bir karar alınamayacağından, ilgiliye ait soruşturma dosyası…Üniversitenize iade edilmektedir” gerekçesi ile geri gönderilmeye başlanmıştır.

Hukuksal ve yasal boşluk sürmesi nedeni ile geri çevrilen disiplin dosyaları, “Barış İçin Akademisyenler Bildirisi” nin yarattığı deprem ve bu deprem sonrası Cumhurbaşkanı tarafından pimi çekilen linç bombası, disiplin işlemlerinin bu kez de, Genel Kurul Kararı ile yürürlüğe sokulmasını dayatmıştır.

YÖK Genel Sekreteri imzası ile üniversitelere dağıtılan ve 12.11.2015 günlü YÖK Genel Kurulu tarafından alınan “2547 Sayılı Kanuna Tabi Personele Uygulanacak Disiplin Hükümleri” ni içeren  metin, boşluğu gidermek amaçlı olarak şu buyruğu içermektedir : “…657 Sayılı Devlet Memurları  Kanunu’nun 1. Maddesinin 3. Fıkrasında  özel kanunlarına atıfta bulunulan yükseköğretim personeline uygulanmakta olan 2547 Sayılı YÖKnun 53. maddesine dayanılarak çıkarılmış bulunan…Disiplin Yönetmeliği’nin  AYM  kararında belirtilen “hangi fiillere hangi disiplin cezasının uygulanacağı, bu bentte  sayılan kişilerin disiplin işlemleri ve disiplin amirlerinin yetkileri, devlet memurlarına uygulanan usul ve esaslar da göz önüne  alınmak suretiyle Yükseköğretim Kurulu’nca düzenlenir hususları düzenleyen hükümlerin yasal dayanağı kalmadığından” denilerek, “yasal temelin değiştirilmesi” ne yönelinerek, üniversite çalışanları 2547 Sayılı Yasadan, 657 Sayılı Devlet Memurları Yasasına aktarılmıştır.

Kendisini yasama organı yada yargı yerine ikame eden YÖK Genel Kurulu, bununla da yetinmemiş, 657 ve 2547 Sayılı Yasalarda yer almayan  usul kuralları yerine, ortadan kalkan DY’nin usule ilişkin hükümlerinin uygulanması “fetvasını” üretiyor. Bir hüküm daha kuruyor YÖK. Yüksek yargı tarafından iptal edilen  cezalar yerine, bu kez de 657 Sayılı Yasaya göre disiplin işlemi yapılması buyrulmaktadır.

YÖK, Anayasa Mahkemesinin Kararı sonrası doğan boşluğun giderilmesi konusunda parlamentoyu zamanında ve gecikmeden devreye sokma girişimlerinde bulunma yerine, onbir ay kulağının üzerine yatıyor. Bu sürede, hukuk ve yasa dışı olarak “korsan YÖK-YDK” olarak varlığını sürdürüyor. Onbir ay sonra ise bu kez “melez” bir disiplin mevzuatı yaratıyor. Tek bir örnek ile yetineceğim. Sığınılmak istenilen 657 Sayılı Yasanın 126 ncı maddesinde, “…Devlet memurluğundan çıkarma cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurunbağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verilir” hükmü bulunmaktadır. Burada yüksek disiplin kurulu, “memurun bağlı bulunduğu kurumun”  olarak tanımlanmaktadır. YÖK-YDK meşruiyetini, yasadan değil, kaynağı, iptal edilen 53/b maddesi olan DY’nden almaktadır. 2547 Sayılı Yasanın, ne Yükseköğretim Kurulu’nun görevlerini düzenleyen 7 nci maddesinde,ne de 53/a da, YÖK-YDK ile ilgili tek bir düzenleme bulunmamaktadır.YÖK-YDK’nun meşruiyetini 657 S.Yasanın 126 ncı maddesine dayandırması da mümkün değildir. Çünkü, üniversiteler YÖK’e bağlı kurumlar,şubeler değildir. Üniversiteler kamu tüzel kişiliğine sahip melez-özerk kuruluşlardır. Yani YÖK-YDK, bütün bu hukuk ve yasa kuralları ortada iken, 31 Mart 2016’da korsan yargılamasını sürdürmeye yeniden başlamıştır. Bu boşluğun ve korsanlığın giderilmesi konusunda TBMM’ne taşınan yasa tasarısı konusunu ise,izleyen yazımda dile getirmeye çalışacağım. 14.04.2016


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder