10 Eylül 2016 Cumartesi


Ahmet İnsel ; Mahalledeki AKP  - Cumhuriyet 10.9.2016


On beşinci kuruluş yıldönümünü geçen ağustos ayında kutlayan, kasımda iktidardaki on dördüncü yılını dolduracak olan AKP’nin siyasal başarısının ardında yatan etmenlerle ilgili çok şey yazıldı. İktidarda bu kadar uzun ve tek başına kalmasına rağmen devam eden seçim başarıları farklı açılardan ele alındı. İktidarın otoriterlik dozunun giderek artmasına, piyasacı toplumsal pratiklerin toplumun en ücra köşelerine ve yaşamın hemen her alanına nüfuz ederek ciddi tahribatlar yapmasına rağmen AKP, seçmen topluluğunun açık ara tercih etmeye devam ettiği siyasal parti olmaya devam etti. 15 Temmuz sonrasında, bunun Erdoğan kültü etrafında daha da güçlendiğini kamuoyu araştırmaları gösteriyor. 
Erdoğan etmeninin önemli bir rol oynadığı AKP’nin seçim başarılarını ve politikalarını inceleyen çalışmaların büyük çoğunluğu, konuya yöneticiler ve makro siyaset katından bakıyor. Yerel seviyede partinin toplumsal ilişkilerini araştırmanın merkezine alan çalışmalar hâlâ az. A. Kurtoğlu’nun 
Hemşehrilik ve Şehirde Siyaset” (2003, İletişim Yayınları) veya J. White’ın “İslamcı Kitle Seferberliği” (2007, Oğlak Yayınları) gibi birkaç çalışma yapılmış olsa da, bunlar daha çok Refah Partisi dönemi veya AKP’nin ilk iktidar yıllarında kalıyor. 
Sevinç Doğan’ın çalışması bu açıdan büyük bir boşluğu dolduruyor. “Mahalledeki AKP” (2016, İletişim Yayınları), alt başlığının belirttiği gibi somut olarak parti işleyişini, taban mobilizasyonu ve bunun yarattığı siyasal yabancılaşmayı ele alan, İstanbul’da Sanayi Mahallesi’nde 20122014 arasında yürütülmüş, siyasal sosyoloji alanında son derece başarılı bir saha çalışmasına dayanıyor. Bir toplumsal ilişki biçimi olarak partinin kendisini “aşağıdan” incelemeye çalışan bu araştırma, bireysel kurtuluş umuduyla karışık bir iktidar arzusunun yoksul-emekçi mahallesinde partide yer almanın belirleyici nedeni olduğunu gösteriyor. AKP’nin başarısı, iktisadi menfaat arayışıyla sınırlı olmayan, ama bunu da içeren bir siyasal toplumlaşma dinamiğine dayanıyor. Bir gün yükseleceği umuduyla herkesin bir ucundan tutup çalıştığı, ama aynı zamanda temsil ilişkisinin tersten algılandığı bir iktidar oyununun yerelde oynandığı bir siyasal-toplumsal alan, AKP yerel örgütü. Partinin genç veya vasıfsız üyelerinin nasıl kendilerini hükümeti, yani hükmetmeyi yerelde temsil eder olarak algıladıklarını ve böyle davrandıklarını Sevinç Doğan gösteriyor. Bunu partinin yerel yöneticileri elbette çok daha fazla hissediyor ve sergiliyorlar. 
Araştırma, inşaat ve ticaretle uğraşan küçük sermaye gruplarının, kendi hesabına çalışan “vasıfsız” kesimlerin, gelecek kaygısı duyan, eğitimli olma ayrıcalığından yoksun gençlerin ve toplumsal eşitsizlikleri daha fazla yaşayan kadınların AKP ile kurdukları, koyu taraftarlık görünümü alan ilişkiyi aydınlatıyor. Parti, sadece kaynak dağıtmayan, aynı zamanda çoğunun hayatını değiştiren bir imkânlar ağı olarak yaşıyor. Yalnız sosyal yardım veya hizmet siyaseti değil, yaşam tarzlarında farklılaşma, partili kimliğiyle kamusal alanda elde edilen statü, prestij, unvan kazanma olanakları demek. AKP, seçkinci, cinsiyetçi ve katı hiyerarşik yapısına rağmen, sınıf atlama umudunu, farklılaşma yaratma olanaklarını yerelde vermeye devam ediyor. Ücretli çalışanların, yoksul kesimlerin parti yönetim organlarında hemen hiç temsil edilmemesine rağmen, herkese açık bir kitle partisi, “milletin partisi” olduğu iddiasını somut olarak nasıl taşımaya devam edebildiğini daha iyi anlıyoruz. Parti tabanında ve yönetim katlarında son derece belirgin olduğu gibi, Türklük ve Sünnilikle sınırlandırılmış milliyetçi-muhafazakâr milletin partisi bu. 
Çalışmanın önemli bulgularından biri, partililerin yerel siyasal çalışmaları içinde kitleleri siyasallaştırmak amacını pek gütmemeleri. Bütünüyle seçim odaklı yürütülen bir yerel siyaset bu. Örgüt, kendini partiye adayanların hep birlikte kazançlı çıktıkları için, partiyi iktidarda tutmak adına sorgulamaksızın katıldıkları bir ilişki yumağı. Zaman içinde bir tür suç ortaklığına ve tahakküme dönüşüyor. Merkez yani Reis ise parti içi yerel rekabeti yakından denetim altında tutmayı kesinlikle ihmal etmiyor. Bu siyaset örgütlenmesi, bazılarına toplumsal konum dönüşümü olanağı verirken, çok daha geniş bir kitle için emredileni uygulama biçiminde hayata geçiyor. 
AKP’nin başarısını anlamaya çalışmak, bu başarıyı tasvip etmek demek değil. Tam tersine, bu başarıya karşı etkili mücadele edebilmenin gerekli ilk adımlarından biri, “cahil halk”, “makarnacılar” ve “bağnaz kitle” hazır cevaplarını gerçekten bir kenara bırakıp, bu partinin taban mobilizasyonu dinamiklerini ayakları yere basan analizler eşliğinde aydınlatmaktır. “Mahalledeki AKP” bunu başarıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder