EKONOMİDE
DİKİŞLERİN TUTMASI ÇOK ZOR…
YENİ
BİR STAGFLASYON MU?
DAĞITILACAK
SEÇİM ŞEKERİ SONRASINDA
FATURAYI
HALK ÖDEYECEK…
Faizlerin
düşürülmesi ile, ekonominin canlanacağı beklentisi içinde olan Cumhurbaşkanı,
en sonunda Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Babacan ile TCMB Başkanı
Başçı’yı, Beştepe’de kabul etti. Testiyi kıran ve bu nedenle siyasal
belirsizliğin tavan yapmasına neden olan Cumhurbaşkanı’na özetlemede bulunan
Başçı, akademik bir ders verircesine, MB’nın politikasının nedenlerini
açıkladı. Başçı, ders verircesine, piyasa faizlerinin düşürülmesinin
yollarının; “Kararlılık ve Güven
Artırıcı Adımların Atılması”, “Mali Disiplin (Kamu Borç Yükünün
Hafifletilmesi)” “Fiyat Kararlılığına Odaklı Bir Para Politikasına Bağlılık”
olduğunun altını çizdi. Ve MB’nın yasal görev ve sorumluluğunun “fiyat
kararlılığını korumak” olduğunu anımsattı.
Başçı’nın
çizimle anlattığı bir gerçek de, tutturulamayan enflasyon hedefleri idi. Enflasyon
gerçekleşmeleri, 2010 yılına kadar hedeflenen enflasyon ile başabaş giderken,
2010’dan günümüze kadar, gerçekleşen enflasyon, hedeflenen enflasyonun hep
üzerinde olmuştur. Tek örnek vereceğim. 2014 yılı için hedeflenen enflasyon % 5
iken, gerçekleşen bunun % 60 üzerinde, % 8.2 olmuştur.
Korkum,
1970’li yıllarda, Kapitalist Dünyayı kasıp kavuran, 1944’de
Bretton Woods’da oluşturulan “Dünya Para Sisteminin” çökmesine ve çoğu
ülkelerde darbelere, iç savaşlara neden olan stagflasyon, durgunluk içinde
enflasyon benzeri bir bunalımını, bu kez kendi nedenlerimizden ötürü yaşar
duruma gelmemizdir. Günümüz dünyasında, 1970’li yıllarda küresel enflasyona
neden olan petrol fiyatları ile temel girdi fiyatlarında bir yükselme değil,
düşme söz konusudur. Buna karşın, Türkiye’de bir yandan fiyat artışları
dizgilenemezken, öte yandan da işsizlik rakamları yükselmekte ve genç nüfus
içindeki işsizlik, ortalamanın yaklaşık üç misline yakın düzeyde
bulunmaktadır.Bunun başta gelen nedeni ile, doğrudan Cumhurbaşkanı ve ekonomik
danışmanları tarafından tetiklenen ve
yandaş medya tarafından salvo atışlar ile, Ekonomiden Sorumlu Başbakan
Yardımcısı ile TCMB Başkanı’nın hedef tahtasına oturtulması ve bunun, çok
kırılgan olan Türkiye ekonomisini büyük bir bunalım uçurumuna getirmiş
bulunmasıdır.
Hükümet,
para ve döviz piyasasında kopan kıyametin faturasını, yaklaşan seçim nedeni
ile, varolan kimi fonlardan(İşsizlik Sigortası Fonu vb) karşılarken, öte yandan
da “konut,çeyiz yardımı ve öğretmen atamaları”benzeri seçim şekeri
dağıtmalarını sürdürme çabasında. Bütün bu yanlışların ve hovardalıkların yükü,
seçim sonrası, tıpkı 24 Ocak 1980’de olduğu gibi, halk yığınlarının üzerine
yıkılacaktır. 7 Haziran sonrasında, yaz sıcaklarını, zam sıcakları unutturacaktır.
Seçmenin, 7 Haziran’da kullanacağı oyun rengini, bir de seçim sonrasında başına
yıkılacak dünyası açısından düşünmesinde yarar vardır.
13,3,2015
Prof.Dr.Mustafa
Altıntaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder