21 Aralık 2016 Çarşamba

ANAYASAYI,EYLEMLİ OLARAK ANAYASAYA AYKIRI UYGULAMALARI, REİS7İN TEK BAŞINA MUKTEDİR OLMASI AMAÇLARINA UYARLAMA ÇABALARI, ERDOĞAN-BAHÇELİ İTTİFAKI İLE TBMM GÜNDEMİNE GETİRİLMİŞ BULUNMAKTA. DÜN DEDİKLERİNİN,HEMEN ERTESİ GÜNÜ TAM TERSİNİ "VATAN-MİLLET-SAKARYA PALAVRALARI" EŞLİĞİNDE YAPABİLME BECERİSİNİ GÖSTEREN TİPİK BİR ÖRNEĞİ, ÖZGÜR MUMCU'NUN KALEMİNDEN SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTEDİM. 12 EYLÜL 2010 ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE, YARGIYI, O ZAMANLARIN KANKASI OLAN VE ŞİMDİLER NE KADAR KÖTÜ NİTELEME VAR İSE, O NİTELEMELER İLE ADLANDIRILAN FETÖ'NÜN EMRİNE VERENLER, BU KEZ DE,YENİ BİR ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE YARGIYI, YASAMAYI, YÜRÜTMEYİ REİSİN EMRİNE VERMEYE KALKIŞIYORLAR. 12 EYLÜL 2010 DEĞİŞİKLİĞİ İLE, GÜNÜMÜZDEKİ ANAYASA DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ ARASINDA TEK FARK, BU KEZ FETÖ'NÜN YERİNİ BAHÇELİ'NİN ALMASIDIR. 12 EYLÜL 2010'DAN ÖTÜRÜ ULUSTAN VE TANRIDAN BAĞIŞLANMA DİLEYENLERİN, 2017'DEKİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDEN ÖTÜRÜ DE AYNI YAKINMA İÇİNE SÜRÜKLENECEKLERİNDEN KUŞKUM BULUNMAMAKTA.OLAN İSE, HALKA VE GÜZEL VE YALNIZ ÜLKEME OLMAKTA. DİLERİM YANILIRIM VE "DEMOKRATİK, LAİK, SOSYAL HUKUK DEVLETİ OLARAK TANIMLANAN TÜRKİYE CUMHURİYETİ TABUTUNUN SON ÇİVİSİ OLMAZ BU DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ...


Özgür Mumcu – Cumhuriyet,17.12.2016

BAHÇELİ”NİN SAATİ

“Recep Tayyip Erdoğan, aslında Türk tipi değil ‘Tayyip tipi’ başkanlık hayallerik urmaktadır. Bütün yetkilerin kendisinde toplandığı, yargının kendisinebağlandığı, yasama organı Meclis’in kendi kontrolüne sokulduğu, denge, denetim ve fren sistemi olmayan, tek adam diktatörlüğü, tahtsız ve taçsız sultanlık peşinde koşmaktadır. 

Bugünkü şartlarda bu cümleleri yazsam elim titrerdi. İşin sonunda birçokları gibi tutuklanmak var. İyi ki bu açıklama bana değil Sayın Devlet Bahçeli’ye ait. Çok değil geçen sene söylemiş. Artık günahı boynuna.  Hele şunları yazsaydım herhalde daha gün bitmeden hakkımda soruşturma başlatılmıştı: 
Beştepe hanedanı ve AKP yönetimi aile boyu rüşvet ve yolsuzluk çamuruna batmıştır. 17-25 Aralık yolsuzluk dosyalarının bir daha açılmamak üzere kapatılması; bu rüşvet, hırsızlık ve yolsuzluk çarkının döndürülebilmesi, Tayyip Erdoğan’ın bütün yetkileri elinde toplayarak diktatörlüğünü ilan etmesine bağlıdır. Yeni anayasayla başkanlık sistemine geçilmesi bunun için istenmektedir. Recep Tayyip Erdoğan tipi Başkanlık sistemi; Türkiye’nin bölünmesinin reçetesidir. Demokrasinin idam fermanıdır. 

Bereket bunları da ben yazmadım. Devlet Bahçeli söyledi. 
Bugün AKP ve MHP’nin üzerinde uzlaştığı anayasa teklifine bakıyoruz. Aynen Sayın Bahçeli’nin öngördüğü üzere Başkan yargıyı kendine bağlıyor, Meclis’i kendi kontrolü altına sokuyor. Denge, denetim ve fren sistemi ara ki bulasın. MHP’nin Anayasa Komisyonu üyesi de vaziyetin farkında olsa gerek, anayasa hakkında yaptığı şahane açıklamada şunları söylüyor: 
Boğaçhanın adının boğaya bir yumruk atmasının ardından verilmesi gibi sistem adını kendisi koyacak.  MHP, “Tayyip tipi başkanlık” tanımlamasından “Boğaçhan tipi başkanlık” tanımlamasına geçmiş. Gerçi AKP’deki “MHP bize oyun mu oynuyor” kaygıları azaldı azalmasına. Ama Boğaçhan örneği biraz talihsiz olmuş. Neticede Dirse Han’ın oğlu boğayı öldürerek Boğaçhan adını alır. Orası doğru. Babası da ona beylik ve taht verir. Orası da doğru. Gelgelelim, sonradan Dirse Han, oğlu Boğaçhan’ı iki defa öldürmeye de kalkar. 

Her neyse. Başkanlık rejimi bile denemeyecek bir şahıs rejimi getiriliyor. Anlaşıldığı kadarıyla MHP’nin bu rejim değişikliğine verdiği desteğin ana gerekçesi şu: “AKP, HDP’yle anlaşıp başkanlık getirecekti ve ülkeyi bölecekti. Şimdi bizim çizgimize geldi, o zaman başkanlığı bizimle anlaşıp versin. 

Daha düne kadar ülkeyi böleceğini söylediği birine yasama, yürütme ve yargıyı teslim etmekten çekinmeyecek bir gözü karalık. Seçim meydanlarında defalarca söylediklerinin tam aksini yapmayı içine sindirebilecek bir acelecilik.  Merak ediyorum, acaba daha önce “demokrasinin idam fermanı” dediği başkanlığa ne karşılığı onay vermekte?  Bahçeli, Can Dündar’la yaptığı röportajda, bürosundaki saatin pilini akreple yelkovan hep 17.25’i göstersin diye çıkardığını söylemişti. Sonra da eklemişti: “Buradan da anlayabilirsiniz ki biz, 17 ve 25 Aralık’ın hesabının sorulması vaadimizden asla geri adım atmayız.” 

Acaba bugün masasındaki o saatin pili takıldı mı? Yoksa tıkır tıkır işliyor mu o saat?  Buna da bir zahmet başkanlık, rüşvet, hırsızlık ve yolsuzluk çarkının döndürülebilmesi” için isteniyor diyen Sayın Bahçeli cevap versin. 


Soru basit. O saat kaçı gösteriyor Devlet Bey?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder