31 Aralık 2016 Cumartesi

Değerli Facebook Yoldaşlarım,

Eğitim düzeyimizin sefaleti ve yoksulluğu, yalnızca PİSA göstergeleri ile karşımıza çıkmamakta. Bu zavallılığa ve yoksulluğa çeşitli alanlarda tanık olmaktayız. Bırakınız uzmanlık alanlarını, genel kültür anlamında, çok övündüğümüz tarihimiz alanında da zavalılığımız sırıtmakta. Bunlardan birisi de hemen her yıl yinelenen ve giderek de kamu otoriteleri, okul yöneticileri, hatta kimi kamu kurumları eliyle de pompalanan bilisizliğin(cehaletin) doruk yaptığı olay, insanların eski yılı yolcu ederken, yeni yılı umutla,mutlulukla,sevinçle karşılaması gereken yeni yıl etkinlikleridir. İnsanımıza, çoluk-çocukları, dostları, komşuları ile yeni yılı karşılamalarına bile izin vermek istemez vandallığımız sergilenmekte ve bunlar kamu otoritelerinin  suskunlu ile, örtük olarak da desteklenmektedir. Tayfun Atay, Nazilli'de kurgulanan ve kamu alanında gerçekleştirilen bu zavallılığı değerlendiren bir yazı yazdı. Sizler de bu görüntüleri izlemişsinizdir. Ancak, izlediğim kadarı ile, kurgu da olsa, bu vandallık için ne güvenlik güçlerinin,ne de savcıların harekete geçtiğine ilişkin bir bilgilenmem söz konusu olmadı. Sanırım ortada Cumhuriyetn savcıları ile güvenlik güçleri de kalmadı artık. Paylaşıyor ve bilisizlik bataklığına düşenlere özgülüyorum bu satırları. Ve 2018'i karşılarken böyle görüntüler ile karşılaşmamak umudumu korumak istiyorum.31.12.2016


Tayfun Atay - Efeler, Noel ne ise Hıdrellez de odur!, Cumhuriyet,30.12.2016

Yılbaşı-karşıtı velveleler yine tam gaz devam etmekte. Tabii her sene Anadolu’nun dört bir yanından yeni ve “yaratıcı” eylem tasarımları kendini gösteriyor. Önceki yıllardan en akılda kalan, bir grup gencin Noel Baba balonunu, önüne bira kutuları, haç ve enjektör koyup taciz etmeleriydi!..

Bu sene ise kısmen benzeri bir “balon”, Nazilli’de patladı.

Alperen Ocakları marifeti, evlere şenlik eylem şöyle: Ortalıkta “Ho ho hooo” diye dolaşan “Noel Baba”nın üzerine dört yağız “Aydın Efesi” çullanıyor ve elinde hediye çuvalından başka bir şey olmayan garibin kafasına tabanca da dayayıp ittire kaktıra meydandan atıyorlar onu.

Tabii bu bir şov ve danışıklı dövüşün ardından “efelerimiz” gösteriye “Noel kutlamıyoruz” pankartı önünde zeybek oynayarak son veriyorlar.

Bu gülünesi mi, ağlanası mı, yoksa acınası mı olduğu belirsiz kurgunun ardından bir de açıklama var. Alperenler özetle diyor ki “Amacımız insanların özüne dönmesi; bin yıldır İslâm’ın sancaktarlığını yapan Müslüman Türk milleti olarak Hristiyan âdetlerine gösterilen hassasiyeti gerek Hıdırellez olsun, gerek Nevruz kutlamaları olsun, gerekse dini, milli bayramlarımızda göremiyoruz”.

Eller kâğıda-kaleme değmeyip silah kabzası tutunca, gözler kitaba-deftere düşmeyip belere belere adam kesince ne olsun işte, sonuç bu...

Türk’ten Kürt’e, Gürcü’ye, Fars’a, Arnavut’a, Afgan’a kadar ortaklaşılan, dolayısıyla sadece “Biz”e (o “biz” her ne ise artık!) özgü sayılması olanaksız Nevruz’u geçelim, Hıdrellez’e gelelim!..

Ey Gençler, Efeler, Alperenler! Ağır olun, oturun, dinleyin biraz:

Noel ne ise “bizim” saydığınız Hıdrellez de odur!..

Bir türlü hoş göremediğiniz “Noel Baba” nasıl ki bu topraklarda, hem de size yakın mı yakın bir yerde (Demre) yaşamış Hristiyan azizi Aya Nikola (“St. Nicholaus”) ise…

Hıdrellez diye size “yutturulmuş” kutlamanın asıl muhatabı da yine bu topraklarda yaşamış bir başka Hristiyan azizi, Aya Yorgi’dir (“St. George”).

Defalarca yazdık, anlattık ama etrafa kostaklanmaktan vakit bulup duymaya, öğrenmeye yanaşmıyorsunuz.
Hıdrellez bize, size, hepimize Hristiyanlıktan geçmiş bir kutlama.

Bu topraklarda Hıristiyan ahali tara­fından asırlarca takdis edilmiş bir aziz olan Aya Yorgi (“Hagios Georgios”) etrafında oluşmuş inanış ve ona yönelik kutlama, Anadolu'nun İslâmlaşma­sından sonra “Hızır-İlyas” kültüyle Müslü­manlığa “transfer edildi”. Aya Yorgi, Hızır’la özdeşleştirildi ve Anadolu’dan Orta Doğu’ya, Balkanlar’a, Kırım’a kadar ona ait olduğuna inanılan ma­kamlar, kiliseler, manastırlar İslâmi dö­nemde Hızır veya Hızır-İlyas'a mal edil­di. Kutlama da “Hıdrellez” adı altında halk Müslümanlığının önem­li bir etkinliğine dönüştü.
Aya Yorgi de tıpkı Hızır gibi uğradığı eve bolluk bereket saçan, kuru tahtaları yeşertip ulu ağaç haline getiren, hastalıkları iyileştiren bir kutsal kişi olarak anlatılır. Bugün Türkiye'de Hıdrellez'in kutlandığı 6 Mayıs dahi, etkinliğin Hıristiyanlıkla ilişkisine işaret eder. Çünkü Aya Yorgi kültü de Yunanis­tan, Balkanlar ve diğer bazı Doğu Avrupa ülkelerinde 6 Mayıs'ta kutlan­makta olup Bizans’ta da aynı gün kutlanmaktaydı.

İşte böyle Gençler, Efeler, Alperenler!..

Ayrıca ayıp olmuyor mu öyle, bir gariban “Noel Baba”ya dört kişi saldırmak?!
Hiç mi Malkoçoğlu, Tarkan, Karaoğlan, Kara Murat seyretmediniz?
Yakışır mı bir vuruşta on kişiyi deviren Malkoçoğlu’nun torunlarına bir ihtiyara dört kişi saldırmak!..
Dua edin Noel Baba sizdendi, ya gerçek olsaydı da…
“Erkekseniz teker teker gelin tabansızlar” deseydi size!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder