15
Temmuz “Yararlı Salaklığı”nın üzerinden üç ayı aşkın bir zaman geçti.
Bitmez-tükenmez gözaltılar,tutuklamalar, etkin pişmanlık duyarak itirafçıların
pıtrak gibi fışkırması,ve yavaş yavaş uç veren Savcılık iddianameleri, hemen
hergün gündemimizin ilk sıralarında yer alıyor. Bu arada TBMM Komissyonu önünde
yapılan açıklamalar, “Yararlı Salaklılık Sorumluluğunun” nereden başladığı
konusunda da, 17-25 Aralık 2013’den öncesine işaret etmekte. FETÖ ile yapıldığı
ileri sürülen savaşımın ne denli içtenlikten uzak olduğunu ele veren ve Özgür
Mumcu tarafından kaleme alınan yazı,buna ilişkin canlı kanıtlıkları
gözlerimizin önüne sermekte. Yararlanacağınız ve algılarınızı
değişirebileceğini varsaydığım bu yazıyı sizlerle paylaşıyorum. Esenlik
dileklerimle. Mustafa Altıntaş
ÖZGÜR MUMCU – Cumhuriyet, 19.10.2016
ÖDEME EMRİ
Zor durumda bırakıyorsunuz. Milletin adamını el âlemin önünde
sıkıntılara sokuyorsunuz. Nezaketinden, narinliğinden, iyi niyetinden sesini
çıkarmıyor. Siz de maşallah hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsunuz. Ama yetti
artık.
Sayın cumhurbaşkanımız yurtdışında Fethullah Gülen şebekesinin ne büyük ne şedit bir terör örgütü
olduğunu anlatıyor. Muhatabı muzır muzır tebessüm ediyor. Zaten baştan niyeti
bozuk. Üst akıldan talimatını almış, işi yokuşa sürmeye yer arıyor. Ah bir de
siz. Sizin yapıp ettikleriniz. Daha sayın cumhurbaşkanımızın cümlesini
tamamlamaya izin vermeden hemen o pis gülümsemelerinin arasından ıslık gibi bir
sesle itiraz ediveriyorlar.
Ama Sayın Erdoğan diyorlar, iyi hoş da bizzat sizin sözcünüz ve
danışmanınız İbrahim Kalın’ı biz cemaatin gazetesi Today’s Zaman’daki makalelerinden
tanıyoruz. Şimdi cemaatin senelerdir haince devlette örgütlendiğini
söylüyorsunuz. O vakit mesela neden sözcünüz eski bir cemaat yazarı?
Sayın cumhurbaşkanı son derece kibar bir insan. Sayın Kalın’a
bre sözcü sen ne aymaz bir ademmişsin ki gidip himmet paralarından maaş alarak
vatan hainlerinin gazetesinde yazılar döktürmüşsün diye çıkışmıyor. Susuyor
muhatabının karşısında. Dili lal oluyor. Üzülüyor. Yutkunuyor.
Konuyu değiştiriyor el mecbur. Harp okulları, harp
akademileri hepten cemaatçilerin eline geçmiş. Biz de onları kapattık, bir daha
zinhar cemaatçi sızmasın diye Milli Savunma Üniversitesi kurduk diye anlatıyor.
Zaten üst akılla evvelden kikirdeşmiş olan muhatabı durur mu. Hemen yine sözünü
bölüyor sayın cumhurbaşkanının. Efendim diyor, iyi hoş ama o üniversitenin
başına rektör diye koyduğunuz beyefendi senelerce cemaat gazetesinde köşe
yazarlığı yapmış. Bu nasıl bir tedbir?
Yine susuyor sayın cumhurbaşkanımız. Ah diyor içinden, ah çocuklar. Beni ne durumlara sokuyorsunuz. Değer miydi diyor, üç beş kuruş maaşa oralarda yazıp çizmek. Susuyor sayın cumhurbaşkanı. Konuyu değiştiriyor el mecbur. Biz diyor Meclis’te diyor komisyon diyor kurduk diyor darbeyi araştırsın diye diyor ki yine müsaade etmiyorlar ki konuşsun.
Yahu diye çıkışıyor namussuz frenk, bir kulağından diğerine pörsümüş çamaşır ipi gibi bağladığı sırıtışıyla. Komisyon başkanı seçtiğiniz AKP milletvekili senelerce cemaatin bütün kumpas davalarını savunarak kendine bir kariyer elde etmedi mi? Televizyonlarda cemaatçilerle kol kola darbeci subayların önünü açan davalar için kamuoyunu ikna etmeye çalışmadı mı?
Yine susuyor sayın cumhurbaşkanı. Ne desin. Sevdikleri, yakınları, etrafındakiler ah yahu sözcüsü bile... Cemaat gazetelerinden senelerce maaş alan AKP’liler. Cemaat okullarını gezmek için bedava bilet, bedava otel, bedava yemek paketiyle dünyayı gezmiş AKP’liler. Cemaatin kumpas davalarını bağıra çağıra savunmuş AKP’liler. Parti örgütlerinde Necip Fazıl’ın yanında Fethullah Gülen kitaplarını okutan AKP’liler. İstifa etmeyi bilmiyorsunuz ve sayın cumhurbaşkanını zora sokuyorsunuz. O kadarını anladık. Ancak bari bir terör örgütünün mesela darbeci generallerin maaşından kestiği himmetlerle zamanında banka hesabınıza yatırdığı maaşların hesabını verin.
15 Temmuz’da öldürülenlerin ailelerinin, yaralananların ciddi
maddi sorunları var. Bak AKP zabıtası 15 Temmuz gazisi tatlıcıyı evire çevire
dövdü. Vaktinde cemaatin himmetinden hesabınıza yatan maaşlarınızı 15 Temmuz’da
öldürülenlerin ailelerine, yaralananlara bağışlamak için neyi bekliyorsunuz?
Bu yazıyı bir ödeme emri gibi düşünün. İstifa edin demiyorum
zira o kadarını beceremezsiniz ancak cemaatten senelerce aldığınız parayı
hesaplayın ve darbecilerin kurşunlarına hedef olanlara ödeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder