Sevgili
Dostlar, varlık nedeni muhalif olması gereken üniversite öğretim üyeleri,bir yandan
KHK’ler ile tasfiye edilirken.biryandan da yerel muktedirlerin(rektör,dekan,bölüm
başkanı) disiplin terörü ile boğuşmaktadırlar. Sendika temsilcisi olarak tanıklık
ettiklerimi sizlerle paylaşmaktayım. Son tanıklık ettiğim dosyalarda beni dehşete
düşüren alçaklık, kimi yöneticilerin, tasfiy etmek istedikleri öğretim üyeleri hakkında
düzmece iftiralarda öğrencileri maşa/silah/muhbir olarak kullanmalarıdır. Son iki
ay içinde önüme gelen dosyalardan Kırklareli,Bursa-Uludağ ve Çukurova Üniversite
dosyalarında bunları gördüm. Ve,günün muktedir yöneticilerinin, önceden çoğaltılmış
iftira belgelerini ve satırı satırı aynı olan ifadelerinin hazırlayıcıları olduğunu
görmenin utancını yaşamaktayım. Ülke yönetiminin vasat altında kadroların elinde
olmasının nedenlerinden birisinin de üniversite yönetimlerinin ve kadrolarının vasatın
da altının altında olması düşüncesindeyim. Üzülmemeniz,kahrolmamanız, ancak bunlarla
savaşmakta, kendi çocuklarımızı tetikçi olarak kullanan bu sözde öğretim üyelerine
kurban etmemek için elden gelen çabayı göstermeye çağırıyorum,sizleri.
ÇÜ Disiplin Kurulu Üyeleri
Baylar,
Bu
karşıoy gerekçesi, 28.02.2017 günlü, Üniversiteniz FEF Arkeoloji Bölümü Öğretim
üyesi Yrd.Doç,Dr. K.Serdar Bilgili hakkında FEF Disiplin Amirinin emri ile
başlatılan ve atılı suçlamalar ile ilgili gerçeğin ortaya çıkması için çaba
göstermesi yerine, bugünün muktedirlerinin estirmek istedikleri disiplin terörü
tetikçiliği görevini, belki de efendilerinin beklediklerinin ötesinde
tetikçilik biçiminde algılayan
soruşturma kurulu tarafından önerilen, savunma hakkını bile
kullandırmayan fakülte disiplin kurulu tarafından, soruşturma dosyası bile
okunmadan, onanan disiplin cezalarına yapılan itirazın reddedilmesi kararına,
Eğitim-Sen Temsilcisi olarak düştüğüm karşıoyumun gerekçesidir.
İtiraz edilen cezalardan 1/30
maaş kesim cezası, cezayı gerektirir bilgi ve belge eksikliğinden, üyesi
olduğum YÖK-YDK tarafından geri çevrilmiş, disiplin teröristleri diye
tanımlayacağım kimselere, YÖK-YDK'nun geri çevirme gerekçesinin giderilmesi
amaçlı dosyadır. Eğer, gerek önceki ve gerekse sonraki soruşturma raporlarına bir
göz atsa ve bunu YÖK-YDK'nun gerekçesi ile karşılaştırabilse idiniz,
körertilmemiş vicdanınız, bu disiplin oyununa, saçmalığına isyan ederdiniz.
İkinci itiraz ise, önceki ve sonraki soruşturmalarda da yeniden kullanılan
nedenlerle verilen 1/30 maaş kesim cezasına yapılan itirazdır.Karşıoy
gerekçemin sonuna eklediğim tablonun renkli kısımlarına baktığınızda üçüncü
sütunda yar alan disiplin işlemi ise,yine YÖK-YDK tarafından 15.02.2017 günlü
oturumunda ret edilen "devlet memurluğundan çıkarma cezası" dır. Bunu
da, Girginer'in itirazını ret ettiğiniz iki disiplin işlemi ile
karşılaştırdığınızda, işin oyun olmanın ötesine, rezalet ve kepazeliğe
vardırıldığını, günümüzün muktedirlerinin (sizlerin) bu denli çizgi dışına çıkmamanız, adaletsizliğe alkış
tutmamanız gerektiğinin, eğer kör-yargılı değilseniz, ayırdına varabilirsiniz.
44
yıllık akademik meslek yaşamımda, çok rektör denen, dekan denen,bölüm başkanı denen
muktedirler,zalimler gördüm. Dönemlerinin zalimlerinin, zaman içinde kendi
yaptıklarından utanır zavallılık içine düştüklerine tanıklık ettim. Bakın, bu
dosyalar içinde, bu zalimlerden birini,soruşturma kurulu başkanı olan
birini(Selahattin Kaçıranlar), elleri kelepçeli halde gördüm. Üzüldüm mü, hayır,acıdım düşülen zavallılığa.
Hukukun gerek olduğunu anlamıştır bu elleri kelepçeli ve disiplin işlemlerinde
tetikçilik yapan kişi.Sizlere de önerim, bu üst yazı ile birlikte, internet
sayfalarınıza yüklenmiş olduğunu öğrendiğim Girginer hakkındaki dosyaları,benim
karşıoy gerekçem ile birlikte okuyun. Muktedir olarak, yasa ve hukuk
kurallarının ırzına geçerek, kararmış vicdanlarımızla çanlarına ot tıkamakta
duraksama göstermediğimiz ile mağdur olarak, hukuka saygı çığlığını atmamız
arasında ince bir duvar vardır.Yarın,sizler içinde zalimler ortaya çıktığında,belki
de beni,eğer sendikalı iseniz,yanınızda bulma gereksinimiz doğabilir. Birlikte
dekan olarak, yüksekokul müdürü olarak,bölüm, anabilim dalı başkanı,senato
üyesi, fakültee kurul ve yönetim kurulu ile üniversite yönetim kurulu
üyeliklerini üstlendiğim yönetici kadronun başındakilere hep, gelecekte bizimde
yeniden saf öğretim üyesi olarak görev yapabileceğimiz bir çalışma ve birlikte
üretme iklimini yaratalım öğüdünü hep yineledim durdum. Sizlere de düşen
görevin, zalimlik yapma yerine,bu olduğu kanısındayım.
Bay
Rektöre,atamaya yetkili amir olması nedeni ile, 28.02.2017 günlü oturumun,yarın
yargı önünde mahkum edilme yerine, yenilenmesini önerdim. Sizlerin de, eğer
vicdanlarınız körelmemiş, okuduğunu anlayabilme melekelerinizi yitirmemiş
iseniz,bu istemime katılacağınızı düşünmekteyim. Düş kırıklığına uğramama
dileklerimle.11.03.2017
Prof.Dr.Mustafa Altıntaş
Prof. Dr. Mustafa Altıntaş
ÇÜ Üniversite Disiplin Kurulu
Üyesi
(Eğitim-Sen Temsilcisi)
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
ÜNİVERSİTE DİSİPLİN KURULU
BAŞKANLIĞINA
28.02.2017
günü yapılan ve Sendikamız üyesi
FEF Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve
Önasya Arkeolojisi ABD Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. K.Serdar GİRGİNER ile ilgili
FEF Disiplin Kurulu’nun 10.02.2016 gün ve 01/ 01 sayılı “1/30 oranında maaştan kesme cezası” ile 11.05.2016 gün ve 02/01
sayılı “kademe ilerlemesinin durdurulması cezası”nın, durdurulacak kademe ilerlemesi
söz konusu olamayacağı nedeni ile “1/4
oranında maaş kesme cezasına” dönüştürülen iki disiplin cezasına yapılan ve verilen
cezanın haksız,hukuksuz, vicdansız,etik değerlerden yoksun olması nedeni ile
iptal edilmesini isteyen isteminin görüşüldüğü ve istemin reddine ilişkin
Üniversite Disiplin Kurulu kararına katılmamam nedeni ile, karşıoy gerekçem
aşağıdadır.
Çoğunluğun
kararına katılmadığım karara ilişkin karşıoy gerekçemin karara eklenmesini rica
ederim.
“Erdemli,
bilgili, bilinçli, etik değerlere sahip insanlar topluluğu ” olması gereken
üniversitenizin, tam tersine “erdemli, bilgili, etik değerlere sahip insanlar
olarak yetiştirilmesi gereken” öğrencilerinizin, kimi yönetici ve
soruşturmacılar tarafından, Girginer hakkında düzenlenen dosyalardan
çıkarttığım bulgulara göre “tetikçi, ihbarcılığa”
özendirilerek, kendi kin ve intikam duygularında araç olarak kullanılmasına
tanıklık etmenin, emekli bir meslektaşınız olarak utancını yaşamaktan
üzüntülüyüm.
Ciddi
bir araştırma, bu yargımın, dosyada varolan kanıtlarına erişmenizi
sağlayacaktır. Üniversite yönetimine düşen görev, üniversite topluluğuna
barışçı, paylaşımcı ve birlikte üretim ortamını yaratmaktır. Dileğim,
üniversitenizin, öğrencileri, öğretim elemanları
ve çalışanları için “disiplin suçu
üretim merkezi” olmaktan hızla uzaklaştırılarak, bilim üretimine katkıda
bulunma, erdemli ve bilgili insan yetiştirmeye, insan haklarına, düşünce ve
akademik özgürlüğe aşık evlatlar topluluğuna dönüştürülmesidir.
Aşağıda
yer vereceğim karşıoy gerekçem, yalnız üyemiz Girginer için dillendirilmenin
ötesinde, bundan sonraki disiplin işlemlerinizin, disiplin terörüne
dönüştürülmesini önlemek ve üniversite tabelası taşıyan ve fakat üniversite
kavramı konusunda bilisiz olduğu izlenimi yaratan kurumlarda, yasaların ve
hukukun ırzına geçilmesini önlemek ve onlara yol göstermek amaçlı olarak kaleme
alınmıştır.
Gerekçeme
geçmezden önce, bu dosyada cezalandırılmak/mümkün ise mesleğinden,
araştırmalarından, öğrencilerinden yoksun kılınmak istenen üyemiz Girginer ile,
muhbir ve müfterilerin gerisinde olduklarını düşündüğüm kimselerin “2016
Akademik Teşvik Puan Tablosu””ndaki yerlerine baktım.Girginer’in bu tablodaki
konumu, tüm üniversitede 92, sosyal bilimlerde ilk 19 ve bölümünde birinci
sırada iken, cezalandırma şehvetine tutulmuşlara rast gelmedim. “Kötü para
değerli parayı kovar kuralı”, akademik kurumlarda da geçerli demek ki!!
KARŞIOY
GEREKÇELERİM
I.
HER İKİ CEZAYA YAPILAN İTİRAZIN REDDEDİLMESİNE İLİŞKİN
KARARA YÖNELİK, USULE (YÖNTEME) İLİŞKİN KARŞIOY GEREKÇEM:
a) İtiraz
Edilen Disiplin Dosyasını İncelememe
Olanak Verilmemiş, Toplantı Bildirimi Yetkisiz Üniversite Genel Sekreterliği
Tarafından Yapılmış, Başkan Tarafından Düzenlenmesi Gereken Toplantı Gündemi
Tarafıma İletilmemiştir:
Üniversite Disiplin Kurulu Başkanlığı(ÜDKB); itirazın görüşüleceği
toplantı tarihi, gündemi ve sendika temsilcisinin bilgilendirilmesi konusunda gereken
özeni göstermemiştir.
ÜDK Başkanlığı yerine, akademisyenlerin disiplin
konusunda görev ve yetkisi olmayan Üniversite
Genel Sekreterliği, 28.02.2017 günü saat 14.00’de yapılacak ÜDK toplantısı
için, 24.02.2017(Cuma) gün ve E.8732 sayılı yazı ile, sendika temsilcisinin
bildirilmesini istemiştir.
Sendika, bu yazıya 27.02.2017(Pazartesi) gün ve
2017/300/ 32 sayılı yazısı ile yanıt vererek, bir gün sonra, 28.02.2017(Salı)
günlü toplantıya Prof.Dr.Mustafa Altıntaş olarak katılacağımı bildirmiştir.
Ancak, anılan gündem ve ilgili disiplin dosyaları tarafıma incelenmek ve
hazırlık yapabilmem üzere verilmemiştir. Bu eksiklik toplantı başlangıcında da
tarafımdan dile getirilmiş, ancak bu istemlerim karşılanmaksızın toplantının
oldu-bittiye getirileceği izlenimi sergilenmiştir. Toplantı yapılıp, içeriğine
girme olanağı bulamadığım ve sürekli olarak başkan ve tek bir görüş, öneri,
değerlendirme yapmayan üyelerin “kısa
kesmem” yollu uyarılar eşliğinde görüşmelerin tamamlanmasından sonra,
karşıoy gerekçemi yazmak için istemiş olduğum dosyalar, karardan bir gün
sonra, 01.03.2017 Çarşamba günü internet üzerinden e-mektup adresime
yüklenmiştir.
Bu itirazlarımın dayanaklarını burada, Bakanlar Kurulu
Kararı ile iletmek ve bilgilendirmek isterim:
“Bakanlar
Kurulu tarafından 17.09.1982-8/5336
sayılı sayılı kararı ile 24.10.1982 gün
ve 17848 sayılı RG’de yayımlanarak yürürlük kazanan “Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik”(ek ve
değişiklikleri 13.01.1986-86/10286 ve 04.07.2005-2005/9138 BKK) in,
Kurulların toplantı ve çalışmalarına ilişkin esasları düzenleyen 9.maddesini
aynen aktarıyorum : “Madde 9; Toplantı gündeminin
düzenlenip ilgililere dağıtılması, toplantının belirli gün, saat ve yerde ve
24299Kurullarda raportörlük görevi Başkanın görevlendireceği bir üye tarafından
yürütülür. Üyeler kendilerine havale edilen dosyaları en geç 7 gün içinde
incelerler”.
Buna ilişkin bir başka bilgilendirme
belgesi ise, YÖK Başkanlığı’nın 25.04.2016 gün ve 24299 sayılı yazısıdır.
Temsilcisi olduğum Eğitim-Sen Genel Başkanlığı’na gönderilen bu yazı,
ÜDK’nda itirazlarını görüştüğümüz Girginer’in,
YÖK-YDK’na yaptığı itirazın görüşüleceği tarih ile soruşturma dosyasının
tarafımdan alınıp,incelenmesi çağrısını içermektedir ve YÖK-YDK Başkanı adına
imzalanmıştır. YÖK Başkanlığı, toplantı tarihi olan 04.05.2016 gününden, 7 gün
önce bu bildirimde bulunmuştur.
Bütün bu eksiklikler, toplantı başlangıcında dile
getirilmiş, ancak kör peşin hüküm sahibi olduklarına tanıklık ettiğim ve görüşülen itirazlardan
bilgi sahibi olmadıklarından kuşku duymadığım(çünkü önlerinde görüşülmekte olan
dosyalar, yada bunlarla ilgili bilgi notları bulunmadığı gibi, boş gözlerle,
başkan ve benim aramda geçen karşılıklı konuşmaları, zamanı kıt insanların
sabırsızlığı içinde, yalnızca izliyorlardı) “üyemizin itirazını ret etmek doğrultusunda oylamada el kaldırmak”
için bulundukları kanısını bende yaratan çoğunluk tarafından, karara bile
dönüştürülmemiştir. ÜDK toplantısına katılanların, peşin hükümlü ve kör-ön
yargıya sahip olduklarına dönük saptamalarım beni isyana sürüklemiş ve “itirazın reddi konusunda peşin ve kör
yargıya sahip iseniz, bunu bana söyleyin de ne kendimi gerçeği anlatmak,
sergilenen disiplin terörü konusunda sizleri bilgilendirmek boş çabasına
girmeyerek kendimi yormayayım, sizleri de bunları dinleme zorunda bırakmayayım”
deme noktasına beni getirmiştir..
Bütün bunlar toplantının, daha başlamadan yasa ve
hukuk kurallarına uyulmaması nedeni ile, yok hükmünde sayılmasını gerektirir
işlemlerle sakatlanmıştır.
b)
Görüşmeler Sesli ve Görüntülü Kayıt Altına Alınmamış,
Toplantı Sonrası İmzalanması Gereken Özet Karar Düzenlenmemiştir:
Kurul görüşmelerinin, sonradan oluşabilecek
anlaşmazlık ve uyuşmazlıklarda kanıt olarak kullanılmak amaçlı olarak sözlü ve
görsel kayıt altına alınması uyarısı tarafımdan yapılmış, toplantı sonrasında
özet kararın imzalanarak, katılanlara ve tarafıma verilmesi istenilmiş, ancak
bu uyarı ve istemimin gereği yerine getirilmemiştir.
BKK’nın 13.
Maddesi hükmüne göre yürütülmesi gereken görüşme, bu kurala da uyulmaksızın
yürütülmüş ve sonlandırılmıştır. Çiğnenen 13. Maddeyi aynen aktarıyorum :” Madde 13 - Kurullarda raportörün açıklamaları
dinlendikten sonra işin görüşülmesine geçilir. Konunun aydınlandığı ve
görüşmelerin yeterliği sonucuna varılınca oylama yapılır. Kurullar oy çokluğu
ile ve açık oyla karar verirler. Oylamada çekimser kalınamaz. Başkan oyunu en
son kullanır” (Ayrıca
bkz.mülga Yükseköğretim Kurumları Yönetici,Öğretim Elemanı ve Memurları
Disiplin Yönetmeliği(DY) md.38,39ve izleyen md.ler).
Yukarıda alıntıladığım BKK’nın 9. Maddesi uyarınca,
Başkan tarafından raportör olarak görev yapacak bir kurul üyesi
görevlendirilmemiş, bu nedenle işin görüşülmeye geçilmesinden önce dinlenilmesi
gereken raportör açıklamaları dinlenilmemiş, başkan oyunu, en son olarak
kullanma yerine, en önce kullanmıştır. Yine 7 gün üyeler tarafından incelenmesi
gereken dosyalar tarafıma verilmemiştir.
Ve toplantıda, üyeler tarafından imzalanması ve
katılanlara verilmesi gereken KARAR
ÖZETİ düzenlenmemiş ve tarafıma bir örneği verilmemiştir.(Bkz. BKK, Md.13)
Toplantı nisabının ölçüsü olması gereken “Katılım Listesi” bile düzenlenmemiş,
toplantı sonrası, ısrar ve direnmem üzerine, ele geçirilen boş bir kağıda,
varolanların el yazıları ile düzenlenebilmiştir.
c)
Disiplin Kurulu Başkanlığı 2547 Sayılı Yasanın 53/E
Maddesine Aykırı Olarak Oluşturulmuştur:
Sendika üyesi üniversite çalışanların dosyalarının
görüşülüp karara bağlanacağı Disiplin Kurulları(DK), “Sendika Temsilcisi” nın katılımı ile oluşur. Bu biçimde
oluşturulması gereken DK Başkanlığı, katılanlar arasında yer alan “en kıdemli prof. üye” tarafından
yürütülür. Benim de katılmam ile belirlenmesi gereken başkan, yokluğumda
kararlaştırılmıştır. Oysa ki, sendika temsilcisi olarak katılan ben, toplantıya
katılan 15 üye içinde, en yaşlı ve “ en
kıdemli profesör” olmam, yaptığım itiraza karşın, yokluğumda, oldu-bitti
yöntemi ile belirlenen Prof.Dr. İsmet TAN başkanlığında yürütülmüştür.
d)
Görüşmelerde Konunun Aydınlığa Kavuşmasına İzin
Verilmemiş, Anlatımlarımı Kısa Kesmem Çeşitli Kereler Yinelenmiştir:
BKK ‘nın 13. Md. uyarınca, en geç yedi için incelenmek
amacı ile tarafıma verilmesi gereken dosyalar verilmediği gibi, yine 13.md.
uyarınca konunun aydınlığa kavuşturulmasına ilişkin sunumlarım, Başkan ve
üyelerin kerelerce engellemelerine konu olmuştur. Üyelerden, Başkan dışında
hiçbirinin dosya içeriği ile ilgili “tek
sözcük” etmemeleri, önlerinde, kendilerine de dağıtılmamış dosyalar nedeni
ile olacak, tek yaprak bulunmaması, görüşmelerin amacı olan, itirazın ve
gerekçelerinin incelenmesini, gerçeğin araştırılmasını önlemiştir.
e) Sürdürülen
Disiplin İşlemleri Yüksek Yargı Organları Kararlarına Aykırılık Taşıdığından
Yokluk İle Sakatlanmıştır:
1982’den bu yana, Anayasa kurallarına aykırı olarak
yürürlükte tutulan Disiplin Yönetmeliğinin(DY) dayanağını, 2547 Sayılı Yasanın
53/b maddesi, AYM ‘nin 14.01.2015 gün ve E:2014/100,
K:2015/6 sayılı kararı ile iptal edilmiş, disiplin suçu oluşturabilecek eylem
ve işlemler, disiplin soruşturması yöntemi, disiplin amiri ve disiplin kurulu
vb. alanlardaki düzenlemeler, yasal dayanaktan yoksun duruma düştüğünden
ortadan kalkmıştır.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, AYM Kararının
yayımlanması üzerine, Sendikamızın yaptığı başvurusu üzerine, 29.04.2015 gün ve
E:2013/826, K: 2015/1654 sayılı kararı ile, AYM tarafından iptal edilen
hükümlerin, yasal düzenleme için verilen 9 aylık süre için de geçersizliğine
hükmetmiştir.
YÖK Genel Kurulu, bu iki yüksek yargı organı
kararından sonra, yükseköğretim kurumlarında disiplin işlemlerinin
yürütülmesine ilişkin bir karar almış ve tüm yükseköğretim kurumlarına
iletmiştir, 12.11.2015 gün ve 2015.14.486 sayılı bu karar da Sendikamız
tarafından yargıya taşınmıştır. Danıştay 8. Dairesi’nin 09.03.2016 günlü,
E:2016/1221 sayılı kararı ile, YÖK Genel Kurulu’nun “melez disiplin mevzuatı” nın yürütülmesi durdurulmuştur. Bu karar
ile, 09.03.2016 gününden sonra, DY ile disiplin işlemlerinin yürütülmesi hukuk
dışılık ile sakatlanmıştır.
Bunun böyle olduğunu, YÖK-YDK uygulaması ile
örneklemek isterim. Sizin de belgeliklerinizde bulunan, YÖK Başkanı Saraç
imzalı,13.01.2016 gün ve 1555 sayılı “emirname”
ile, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı
bildiriye imza atanlar hakkında başlatılan “cadı avı” nda, ön sıralarda yer alma yarışına giren rektörler
tarafından 13 öğretim üyesinin dosyalarının görüşülmesi için, YÖK-YDK
20.07.2016 günü toplantıya çağrılmıştı. Ancak, Danıştay 8. Dairesi’nin
09.03.2016 günlü 2016/1221 E. Numaralı kararının yayımlanmasından sonra,
20.07.2016 günlü YÖK-YDK toplantısının, belirsiz bir tarihe ertelendiğini
tarafımıza bildirmiştir. Yani YÖK-YDK, bu karardan sonra yapılacak disiplin
işlemlerinin tümü ile hukuka uyarlı olamayacağı görüşüne varmıştır. YÖK-YDK
disiplin işlemlerini, 2547 Sayılı Yasanın 53 üncü maddesi değişikliğinin
yayımlandığı 09.12.2016 gününden sonra görüşmeye almıştır.
f)
Üyemiz Girginer
hakkında, FEF Dekanı ve Fakülte Disiplin Amiri tarafından başlatılan ve FEF
Disiplin Kurulu’nun 08.04.2016 gün ve 01-01 sayılı kararı ile verilen ve iyi
hal indirimi nedeni ile “1/30 oranında aylıktan kesme cezasına”
dönüştürülen “Kademe Durdurulması
Cezası” na yapılan itiraz, YÖK-YDK’nun 04.05.2016 günlü, benim de
katıldığım, oturumunda görüşülmüş ve
yetersiz bulunarak üniversitesine geri gönderilmesi karar verilmişti. YÖK-YDK
Kararı, Rektörlük tarafından, dosyanın geri gönderilmesi gerekçesine dayalı
incelenmesi amacı ile FEF Dekanlığı’na iletilmiştir.
Dekanlık, önceki Soruşturma Komisyonu’nu, YÖK-YDK ve
Rektörlük yazısını ilgi kurarak, yeniden görevlendirmiştir. Aynı Soruşturma
Komisyonu tarafından yeniden düzenlenen 12.07.2016 günlü Raporda, “Soruşturma Genişletilme Tarihi” 17.06.2016
günü olarak belirtilmiş bulunmaktadır. Oysa ki, yukarıda, AYM, Danıştay DDGK ve
Danıştay 8.D. kararları ve YÖK-YDK’ nun, 09.03.2016 günlü D.8.D. kararından
sonraki uygulamaları ortada iken, böyle bir görevlendirmenin ve soruşturmanın
genişletilmesi kararı ile bu görevlendirilmeye dayalı olarak “soruşturmanın genişletilmesi” (!) nin
hukuksal geçerliliği, içeriğindeki düzmece ve gerçek dışılıklar
bir yana, konu bile edilemez.
BÜTÜN YUKARIDAKİ AKTARDIĞIM HUKUKSAL GEREKÇELER VE
EKSİKLİKLER NEDENİ İLE, 28.02.2017 GÜNLÜ ÜNİVERSİTE DİSİPLİN KURULU TOPLANTISI
VE ALDIĞI İTİRAZIN REDDİNE İLİŞKİN KARAR HUKUKA UYARLI OLMAYIP, YOK
HÜKMÜNDEDİR.
II.
VERİLEN
DİSİPLİN CEZALARINA İTİRAZIN REDDİ KARARINA ÖZDE KARŞIOY GEREKÇEM:
A)
1/30
ORANINDA MAAŞ KESME CEZASINA YAPILAN
İTİRAZIN REDDEDİLMESİNE İLİŞKİN KARŞIOY GEREKÇEM:
1.
Disiplin soruşturması;
hepsi aynı gün, 07.10.2015 günü 11 öğrenci tarafından verildiği ileri sürülen
talep ve şikayet nedeni ile açılmıştır. Fakülte disiplin amiri FEF Dekanı, Prof.Sadık
Dinçer,Doç.Dr. Güray Kılıççeker ve Doç.Dr. Mehmet Karakılçık’ı Soruşturma
Komisyonu olarak görevlendirmiştir.
2.
Görevlendirme,
Soruşturma Komisyonu olarak görevlendirilmiş üyeler adına değil, 12.10.2015 gün
ve 77371 sayılı “DAĞITIM YERLERİNE” başlığı ile yapılmış olup, disiplin
konusu, onbir öğrencinin ekli dilekçeleri olarak işaret edilmiştir.
3.
Dosyada, onbir
öğrenci tarafından verildiği ileri sürülen bu dilekçeler yer almadığından,
soruşturma konusunu buradan izlemek mümkün olmamıştır. Bu nedenle atılı
suçlamaları, gönderme yapılan onbir dilekçeden yola çıkarak hazırlandığını
varsaydığımız ve Komisyon Başkanı olarak Sadık Dinçer tarafından, üyemiz Serdar
Girginer’e, 04.11.2015 günlü savunmaya (İFADE OLMALI) çağrı yazısından yola
çıkarak, aşağıdaki tablonun ortasında (B Sütununda) yer alan iddialar
yöneltilmiştir.
4.
Tablonun solunda
yer alan (A) sütunu, ¼ maaş kesme cezasına konu kılınan suçlamaları
göstermektedir. Solunda (C) sütunundaki suçlamalar ise, YÖK-YD’nun 15.02.2017
günlü görüşülmüş ve önerilen “Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası”,
OYBİRLİĞİ ile ret edilmiştir. Bu ceza önerisi ve ret kararını, üyemizin itiraz ettiği disiplin cezaları ile
ilgisi bulunmamaktadır. Ancak, (B) ve (C) sütunlarında yer alan suçlamaların,
birbirinin benzeri olduğunun ve 2016 yılı içinde üyemiz Yrd.Doç.Dr. K.Serdar
Girginer’e yönelik “DİSİPLİN TERÖRÜNÜN” boyutlarının
kanıtını oluşturmaktadır.
5.
(A) ve (B)
sütununda yer alan suçlamaların, yönlendirilmiş, özendirilmiş ve muhbirlik için
ödül vaad edilmiş öğrenciler tarafından yapıldığı sırıtmaktadır. Bölüm
Başkanlığı ve Dekanlığın, soruşturmacılar ve hatta FEF Disiplin Kurulu
üyelerinin ortak bir kumpası olduğu konusunda, yadsınması mümkün olmayan
kuşkularım bulunmaktadır.
6.
Üyemiz Girginer,
22.02.2016 günü, kendisine bildirimde bulunan bu cezaya itiraz etmiştir.
İtiraz, Rektörlük bu itirazı, itirazın karara dönüştürülmesi ile YÖK
Başkanlığına iletmiştir.
7.
Dekanın
kaptan köşkünde oturarak ve disiplin amiri olması nedeni ile uydurulmasına
katkıda bulunduğu bu disiplin işlemi, TÜMÜ
ile Bölüm yöneticilerinin kendilerini ele veren kin ve intikam duygularının
ürünü olduğunu göstermektedir. Bu gerçek, üye olarak katıldığım YÖK-YDK’nun
04.05.2016 günlü oturumunda görüşülmüş ve önerilen cezaya yapılan itiraz,
yerinde bulunmuştur. YÖK-YDK’nun 2016-49 sayılı bu karar ile; “ …Yönelik iddialar ile ilgili olarak,
iddiaları kanıtlar nitelikte yeterli
delil(bilgi ve belge) bulunmadığı, bu haliyle ilgiliye isnat edilen fiilde “GÖREVİN YERİNE GETİRİLMESİNDE DİL, IRK,
CİNSİYET, SİYASİ DÜŞÜNCE, FELSEFİ İNANÇ, DİN VE MEZHEP AYIRIMI YAPMAK,
KİŞİLERİN YARAR VEYA ZARARINI HEDEF TUTAN DAVRANIŞLARDA BULUNMAK” ve “AMİRİNE, MAİYETİNDEKİLERE, İŞ ARKADAŞLARI
VEYA İŞ SAHİPLERİNE HAKARETTE BULUNMAK VEYA BUNLARI TEHDİT ETMEK” DİSİPLİN SUÇUNU İŞLEDİĞİ YÖNÜNDE TAM BİR KANAATİN
OLUŞMADIĞI, BU NEDENLE SORUŞTURMANIN GENİŞLETİLMESİ AMACIYLA SORUŞTURMA
DOSYASININ ÜNİVERSİTESİTEYE İADESİNİ,YENİ RAPOR HAZIRLANMASINI…” sonucuna
varmıştır.
8.
YÖK—YDK kararı,
Rektörlük tarafından FEF Dekanlığına iletilmiştir. Disiplin amiri Dekan,
YÖK-YDK’nun “soruşturulmanın
genişletilmesi” kararının gereğinin yapılması için, önceki rapor
sahiplerini 17.06.2016 günü görevlendirmiştir.
9.
Soruşturmacı
takımı, onaylanmayan ve önerdikleri cezaya karşılık gelmediği belgelenen
YÖK-YDK’nun kararının gereğini, YAPAR görünerek, önceki raporları üzerinde kimi
oynamalar ile “öncekinin aynısı”nı,
12.07.2016 günü Dekanlığa sunmuşlardır.
10.
12.07.2016 günlü
bu güya genişletilmiş soruşturma raporu, ile 26.01.2016 günlü önceki raporu
karşılaştırdığımda şu sonuçlar saptanmıştır:
a)
6.soruda; ilk
raporda not itirazında bulunan öğrenciler kanıt olarak gösterilmiştir. Sonraki
raporda ise, tek bir öğrenci dilekçesi kanıt olarak kabul edilmiştir.
b)
Komisyon üyeleri
kendi bilim dalı ve alanı ile ilgisiz olmalarına ve dersleri izleyen
kesmelerden olmamalarına karşın, derste şikayet edilen konuların
anlatılmadığını ve müze teşhirinin her
zaman aynı olmadığı yollu değerlendirmeler yaparak, kendilerini bilirkişi
konumuna sokmuşlardır.
c)
İlk raporda yer
almayan kimi çamur atıcı ifadelere yer verilmiştir. Üyemizin, öğrencilerin
bölüm yöneticileri tarafından muhbirliğe özendirilmelerini, kışkırtıldıklarını,
ihbar kabul edip, üniversite yönetimine incelenmesini önerme yerine,
kendilerini görevlendiren yöneticilerin savunuculuğuna soyunmuşlardır.
d)
Dosya içinde
üyemiz Girginer için, suçlamaları ret edici, sınıfta kimi öğrencilerin
Girginer’e cephe açmaları ifadeleri dikkate bile alınmazken, tek bir öğrencinin
ihbarı, ciddi olarak kabul edilerek, amacın gerçeğin ortaya çıkartmak değil,
suç üretmek olduğunu ortaya sermişlerdir.
e)
Öğrenciler
arasında hiçbir ayırım yapmazlığını kanıtlayıcı bilgilendirme ve tanıklıklar
göz ardı edilmiştir.
11.
SORUŞTURMANIN
GENİŞLETİLMESİ GÖREVİNİ ÜSTLENMİŞ OLAN KOMİSYON, ÜYEMİZ Yrd.Dr.K.Serdar
Girginer’in, güya genişlettikleri soruşturma aşamasında (ki,YÖK-YDK kararında
genişletilmenin amacı, bilgi ve belge ile, önerilen cezanın gerekçelendirilmesidir) İFADESİNE BAŞVURMAMIŞLAR, DİSİPLİN AMİRİ DE,
GÜYA GENİŞLETİLMİŞ BU RAPORU FAKÜLTE DİSİPLİN KURULUNA TAŞIMAMIŞ, ÜYEMİZ
GİRGİNER’E BU GENİŞLETİLMİŞ OLDUĞU İLERİ SÜRÜLEN RAPOR ÜZERİNDE SAVUNMA HAKKI DA
TANINMAMIŞTIR.
12.
Her iki
raporun karşılaştırması, YÖK-YDK’nun işaret ettiği ve suçun işlendiğine ilişkin
somut, duraksanmayacak bilgi ve belge eksikliklerinin tekinin bile gereğinin
yerine getirilmediğini göstermektedir. Çünkü, disiplin suçu üretim merkezi
olarak işlev gören ve bu amaçla hiçbir insani ve ahlaki değerleri ipleyenlerin,
suç üretimi konusunda ellerinde başka uyduruk gerekçelerinin yokluğudur. Yani,
YÖK_YDK nun verdiği görev yerine getirilmemiş, aynı rapor Üniversite Disiplin
Kurulu’nun önüne getirilmiş ve bu disiplin çeteciliği konusunda bilgi edinme
gereksinimi duymayan heyet tarafından, okunma ve inceleleme yapılmadığından
üyemizin cezanın iptal edilmesi isteği red edilmiştir.
13.
Rektörlük, bu raporu, 19.07.2016 gün ve 26096 sayılı
yazısı ile YÖK Başkanlığına göndermiştir. YÖK Başkanlığı, 2547 Sayılı Yasanın
53 üncü maddesinin, 6764 Sayılı Yasa ile değişikliği gerekçe göstererek, kademe
ilerlemesi cezasına yapılan itirazın görev ve yetkisinin Üniversite DK olduğunu
bildirmiştir.
SONUÇ :
Soruşturma
konusu kılınan suç atımları, iftira olup, YÖK-YDK kararında da belirtildiği
gibi, bilgi ve belgeden yoksundur.
Fakülte
ve Bölüm Yönetimi, öğrencileri, Girginer’den kurtulmak için, muhbir olarak
kullanmışlar, onları muhbirliğe özendirmişlerdir.Bu suçtur ve cezalandırılması
asıl gereken öğrencileri erdemli yurttaş olmaktan çıkarıcı, onları, Girginer’in
elinden alınan derslerden başarılı kılma yolunda vaatlerde bulundukları,
dosyadaki işlemlerden sırıtmaktadır.
Girginer’in
savunması, ceza verme yetkisine sahip disiplin amiri, ne de Disiplin Kurulu
önünde savunma hakkını kullanmasına izin verilmemiştir.ortaya konulmadığı gibi,
bu aşamada da Girginer’in ifadesine
başvurulmamış, bulunduğu ileri sürülen(ancak gerçekte olmayan) yeni bilgi ve
belgeler konusunda kendisine başvurulmamıştır.
Bu
genişletilmiş soruşturma raporu, Fakülte Disiplin Kurulu’na taşınmamış ve bu
genişletilmiş(!) soruşturma raporu üzerinde Girginer’e savunma yapma hakkı
tanınmamıştır.
Soruşturmacılar,
Girginer’in ifadesini, ilettiği resmi belgeleri, lehire tanıklıkları
değerlendirmemişler, görmezlikten gelmişlerdir.
Sınav
sonuçlarına yapılan itirazların yöntemi Öğrenci Sınav Yönetmeliğinde belli
iken,bu konuda da gereken özen gösterilmemiş, başı-sonu belirsiz iftiralar,
soruşturmanın omurgasına dönüştürülmüştür.
Aşağıdaki
Tabloda da kolaylıkla görüneceği gibi, Fakülte ve Bölüm Yönetimi, her üç
soruşturmada da benzer suçlamaları kullanmış, bir eylem için birden fazla işlem
yapılamayacağı kuralını çiğnemekten kaçınmamışlardır.
BÜTÜN
BU ANLATIMLAR, DİSİPLİN İŞLEMLERİNİN BAŞTAN SONA, UYDURMA, BÖLÜM İÇİ KAVGANIN
ÜRÜNÜ OLDUĞUNU GÖZLER ÖNÜNE SERMEKTEDİR. DEKAN, BÖLÜM BAŞKANI VE BÖLÜM BAŞKAN
YARDIMCISI, SORUŞTURMACILAR VE FAKÜLTE DİSİPLİN KURULUNUN ORTAKLAŞA VE
ÖĞRENCİLERİ KULLANARAK YARATILMIŞTIR. 28 ŞUBAT 2016 GÜNLÜ ÜNİVERSİTE DİSİPLİN
KURULU DA, DOSYA İÇERİĞİNE, YÖK-YDK KADAR BİLE GİRMEKSİZİN, ÜYEMİZ GİRGİNER’İN
KENDİSİ HAKKINDA OLUŞTURULAN DİSİPLİN CEZASINA YAPTIĞI İTİRAZI RET ETMİŞTİR.
YÖNTEM VE ÖZÜ BAKIMINDAN BU KARARA KATILMIYORUM
B. FEF DİSİPLİN KURULUNUN 11.05.2016 GÜN
VE 1/1 NOLU KARARINA, DEKANLIĞIN 11.02.2016 GÜN VE 21636 SAYILI YAZISI İLE
BİLDİRİLEN “ 1/4 ORANINDA AYLIKTAN KESME CEZASININ İPTALİNE” İLİŞKİN
İTİRAZININ ÇOĞUNLUKLA REDDEDİLMESİNE ÖZDEN/ESASTAN KARŞIOY GEREKÇEM:
Bu cezaya yapılan itirazın reddine
ilişkin, 28.02.2017 günlü ÜDK kararına, önceki paragrafta yer verdiğim
gerekçeler ve üyemiz Girginer’in itiraz dilekçelerindeki nedenlerine ek olarak;
-
Soruşturmanın
uydurma olması,
-
Bölüm Başkanı ile
Başkan Yardımcısının, önce kendilerinin, Girginer’in kazı görevini bilmelerine
ve izleyen hafta her iki dersin yapıldığı konusunda bilgi sahibi olmalarına
karşın, iki ayrı tarihte iki ayrı tutanak tutmaları ve bu tutanağın yalnızca
kendileri tarafından imzalanması,
-
Eğer bir dersin
hocasının dersine girmediği bildirimi yada belirlenmesi sırasında yapılması
gereken ilk araştırma, hocaya ulaşarak, derse girmemesinin olası kimi sağlık sorunlarından mı olup-olmadığını
araştırma yerine, bunların suçlama belgesi olarak büyük bir şehvetle
kullanılması, bu kumpasın baş aktörlerinin Bölüm Başkan ve Yardımcısı olduğunun
belgesidir. Hele hele üyemiz Girginer’in yaşam yoldaşı Bayan Girginer aynı
bölümün öğretim elemanı ise, ilk yapmanız gereken, Bayan Girginer’den yokluğun
nedenini öğrenmek olmalı değil midir?
-
15.12.2014 günlü
tutanağın, gerçek olsa idi, işleme konulması yerine, ikinci haftanın beklenmesi
ve ikinci haftada da benzer tutanak ile yetinmeyip, devreye iki imzasız ve
isimsiz, adressiz ihbar mektubunun sorulması, işin aşağılık bir kumpas
olduğunun kanıtlarını oluşturmaktadır.
-
Bölüm Başkan ve
Yardımcısının tuttuğu bu iki uyduruk tutanak ile yetinmeyen müfteriler, devreye
kimliği belirsiz iki muhbirin sokulması gerektiği düşüncesi ile olacak, kendi
tuttukları 22.12.2016 günlü tutanaklardan sonra, 26.12.2014 günlü, matbu,
önceden hazırlanmış ve çoğaltılmış iki dilekçeyi dosyaya ekletmişlerdir.
-
İsimsiz muhbir ve
müfteriler –ki bunların öğretim elamanı olduklarını düşünmekteyim- hangi
tarihte olduklarını belirtmeden, pazartesi günü varolan iki dersten Seramik
Sanatı Gelişimi Dersine, Girginer’in girmediğini ileri sürerken, yine aynı
sınıfa vermekte olduğu “ Sümer-Akad Arkeolojisi Dersi” nin yapılmamasından
şikayetçi olmamaktalar. Bu iki müfteri,
vize sınaından sonra Girginer’in AR201 kodlu derse girmezken, AR209 kodlu
dersine girmediğinden söz etmemekteler. Bundan da öte, bu iki müfteri, bir
yandan Girginer’in AR201 kodlu dersine,arasınav sonrası hiç girmediğinden söz
ederlerken, yine aynı paragraf içinde programdaki gün ve saatin değiştirildiğinden
söz edebilmektedirler.
-
Öğrencilerin ve
burada disiplin suçu üreten çete, “devamsızlık
hakkı” denen bir kavramı, suçlama olarak kullanmaktadır. Tek başına bu
suçlama bile, disiplin çetesinin üniversite kavramından ne denli nasipsiz olduklarını göstermektedir.Öğrenci
öğrenim ve ders yönetmeliğinin hiçbirinde “devamsızlık
hakkı” yer almamaktadır. Yönetmeliklerde “devam zorunluluğu/görevi” vardır ve hemen tüm üniversitelerde
derslerin en az % 80 ine devam zorunluluğu kurallaştırılmıştır. Yani öğretim
elemanı, bu asgari devam koşulunu, % 80’nin üzerine çıkartabilir. Bu, örgün
öğretim öğrencilerinin derslere devamlarını ve ilgilerini sağlamak amaçlıdır.
-
Bu iki müfteri,
yine, arkeoloji dalında öğrenim görenlerin bilimsel-teknik gezilerin yapılmasından
değil, yapılmamasından yakınmaları gerekirken ve bu türden gezileri
düzenleyenler ortada iken , Girginer’in fahiş fiyatla gezi dayatmasında
bulunmakla suçlayabilmektedir. Soruşturmacı çetesi ise, bunun gerçekliğini
araştırmadan, iftirayı suça dönüştürebilmişlerdir.Katılanların yüksek,
katılmayanların düşük not aldıklarına ilişkin yalan,gerçek olarak kabul
edilirken, bunların kimler oldukları merakında bile bulunmamışlardır.
-
Yine geziden soru
sorulduğu yalanı yinelenirken, bu soruların neler olduğu da soruşturmacıların,
muhbir bölüm başkanı ile yardımcısının, disiplin amiri dekanın,disiplin kurulu
üyelerinin merakına konu olmamış, bunlar suç olarak kabul edilebilmiştir.
Ayrıca bu bölüm başkanı, yardımcısı,dekanı,soruşturmacısı, fakülte disiplin
kurulu üyeleri de, üniversitede derslerin, araştırmaya dayandırılması
gerektiğinden de, öğretim üyesine düşenin ders aktarımında bulunma yerine,
kaynak gösterme, araştırmaya yöneltme, bilgiye erişim için merak uyandırma
olduğunu bile bilmekle, okul öncesi için görevlendirmelerinin uygunluk taşıdığı
izlenimi vermekteler.
-
Son yalan ise,
müfterilerin isimlerini gizlemek amacı ile Bölüm Başkanlığı ile Dekanlığa
başvuruda bulunmaktan çekindiklerini söylerken, imzasız, isimsiz önceden
hazırlanmış ve çoğaltılmış başvurularını Dekanlık adına iletmekten
korkmamışlardır.
SONUÇ :
Bütün bu gerçekler, üst disiplin kurulu
olarak, alt disiplin kurulu kararına yapılan itirazları,derinlemesine
incelemesi gereken Üniversite Disiplin Kurulu da, itirazların görüşülmesinde
gereken özen ve ciddiyeti gösterememiş, görevlerinin itiraz edilen cezayı
onaylamak gibi bir saplantı içinde olmuşlardır. 28.02.2017 günlü oturuma
katılan 15 üye,başkan dışında dosyaların ve itirazın dayanakları konusunda
bilgi sahibi olmaksızın, fikir sahibi olmayı yeğlemişlerdir.
Bütün bu nedenlerle hukuki, insani
olmayan ve etik değerlerden uzak bu karara katılamıyorum. 28.02.2017
Fakülte Disiplin Kurulu’nun
Fakülte DK’nun 05.02.2016 FEF Dekanının 27.09.2016
15.05.2016 Günlü ¼ Oranında Günlü 1/30 Oranında Maaş gün ve E.122169 sayılı yazı
Maaş Kesme Cezasına Konu
Kesme Cezasına Konu Kılı- ile Girginer hakkında önerilen
Kılınan Suçlamalar nan Suçlamalar
“Devlet Memurluğundan Çıkarma
Cezası” Önerisine Konu Kılınan
Suçlamalar__________________
A B C
1.
SORUŞTURMA (Hamza- 2 isimsiz)
|
2.
SORUŞTURMA (Sadık
11 dilekçe)
|
3.
SORUŞTURMA (Son)
|
Programda
Pazartesi günü saat 08.15-10.00 arasında D5 dersliğinde yapılması gereken ‘AR
210 Seramik Sanatının Gelişim I’ dersinin programını Perşembe günü
15.15-17.00 arasına değiştirilmesi ve vizeden sonra bu dersin yapılmadığı
|
2014-2015
Eğitim öğretim yılında hakkınızda açılmış ve sonuçlanmış bir disiplin
soruşturmasına konu olan dilekçeleri veren muhtemel 3. Sınıf öğrencileri için
15 kişiden oluşan bir öğrenci listesi hazırladığınıza dair iddia
|
2015-2016
Bahar dönemi Babil-Asur Arkeolojisi II dersinde bir öğrencinin ‘Bu dönemde
Hz.Musa ve diğer peygamberlere dair karşımıza kanıtlar çıkması gerekmiyor
mu?’ sorusuna ‘Siz hala peygamber mi bekliyorsunuz? Onlar ve onlara dair
kanıtlar arkeolojide çıkmadı ve çıkmayacaktır. Kitaplar da Sümer
mitolojisinden derlemedir. Peygamber ve kitaplar hayal ürünü mitolojidir.’
Sözlerini söylediği iddiası
|
Öğrencilerden
zorlama yoluyla yoklama alınması
|
Bu
dilekçeyi yazması muhtemel öğrenciler çok ağır bedeller ödeyecek şeklinde
veya bu anlamda bir sözü söylediğinize dair iddia
|
Derslerde öğrencilere ‘en gerzek, en aptal öğrenciler
beni buluyor şeklinde küçük düşürücü sözler söylediği iddiası
|
Öğrencilerin derse devama zorlanması
devamsızlık süresinin kısıtlanması tehditi
|
Bu
disiplin soruşturmasından sonra 3. Sınıf öğrencilerine karşı özellikle
derslerde alaycı ve tehditkar davranışlarınız, kitabı olmadığı için sınıftan
öğrencinin çıkartılması hakkındaki iddia
|
Daha
önce hakkınızda şikayetçi olan öğrencileri biliyor musunuz? Bunları bilip
bunlara mobbing uyguladığınız, sınav kağıtlarını yanlı okuduğu iddiası
|
Bölüm inceleme gezilerine katılmama
durumunda dersten kalma tehditi
|
Ders araç gereç temininin
öğrencilere yaptırılması ve öğrenciden kaynaklanan sorunların tüm sınıfa
yansıtılması ve göstermediğiniz slayt ve görselleri sanki göstermiş gibi
kabul ederek sınavlarda sorumlu tuttuğunuza dair iddia
|
Ders araç gereçlerini temin
etmediği, gösterilmeyen slaytlardan sorumlu tuttuğu, maddi olarak
kaldırılamayacak kadar çok kaynak önerdiği ve hepsinin içeriğinden sorumlu
tuttuğu
|
Derste
öğrenci başarı notlarının, bölüm inceleme gezisine katılanlar ve
katılmayanlar için farklı ve yanlı verilmesi iddiası
|
ÇÜ
Ön lisans ve lisans yönetmeliğinde yer alan ders geçme sisteminde yer alan
not hesaplama otomasyonunda kullanılan çan eğrisi var ise sizlerin başarısını
değerlendirmede benim de size karşı yöntemlerim var iddiası
|
Dini hassasiyeti olan öğrencileri zorla
onlara ters gelen yerlere götürdünüz mü? İnsanları kutsal kabul ettiği
değerleri hiçe sayarak, inançlı insanları rahatsız edecek davranışlarda
bulundunuz mu?
|
Cevap
kağıdına itirazı önlemek için notu doğru verdiysem mevcut puanınızı kırarım
şeklindeki iddia
|
Milli
içkimiz ayran değil, gerçek arkeolog olabilmek için sigara ve alkol tüketmek
gerek dediği iddiası
|
|
|
Eğitim
öğretim amacıyla resmi kurumlardan alınmış ve öğrencilerin izinli
gösterildiği gezi/geziler düzenlediniz mi?
|
Derste,
benim oyum Hüseyin Sözlü’ye diyerek siyasi yönlendirme yaptığı iddiası
|
|
Gezilerde
öğrencilerden ücret aldınız mı? Aldı iseniz bu ücreti nasıl belirlediniz,
gezi sonrası öğrencilere ve yöneticilere harcama muhasebenizi verdiniz mi?
|
|
|
Gezilere katılmayan öğrencilerin
derslerinizden geçemeyeceğini söylediğinize dair iddia
|
|
|
Gezilerde gösterdiğiniz yerleri ve
bilgileri sınavlarda sorduğunuz ve geziye gitmeyen öğrencilerin başarısız
olduğuna ait iddialar
|
|
|
Gezilerde öğrencilerin akşamları
zorunlu olarak barlara götürülmesi ve eksiksiz katılımı sağlamak için yoklama
alınması hakkındaki iddia
|
|
|
Derslerde
anlattığınız konuya ait dökümanların öğrencilere verilmemesi ve kaynak sıkıntısı
yaşanması hakkındaki iddia
|
|
|
Ben 2 haftadan fazla devamsızlık
yapanı bırakırım dediğiniz ve öğrencileri NA ile bıraktığınıza dair iddia
|
|
|
Yöneticisi
olduğunuz kazıda öğrenci-işçi olarak 3. Sınıf öğrencisi çalışıyor mu?
Çalışıyor ise bu öğrencilere ne kadar ücret ödüyorsunuz? Çalıştığı halde
ücretini ödemediğiniz öğrenci çalışanınız var mı?
|
|
Prof.Dr.Mustafa Altıntaş
ÇÜ DK Üyesi(Eğitim-Sen Üyesi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder