Aşağıdaki yazı, Dr.Yalçın Koçak
tarafından kaleme alınmıştır. Kendisini,” çeşitli vakıflarda eğitim,burs
faaliyetleri ile AHİRET MALI BİRİKTİRMEYE ÇALIŞAN” olarak tanımlamaktadır.
Sakarya eski ANAP Milletvekili olup, Özal’ın iç kabinesi üyesi olarak görev
yapmıştır. Yükseköğretim Sistemimiz ile bu sistemi işleten kurullardaki adam
diye gezinenlerin iç yüzünü ortaya sermektedir. Bu yazı, yazıda ismi geçenlerin
de bilgisi, ancak yanıt verememe suskunluğu içinde olunulan ve elime
bugün,13,08.2016’da geçen bir yazıdır.
Değerlendirilmesi ve Türkiye’nin neden sorunlar içinde debelendiğinin
anlaşılması için önem taşımaktadır.
Bimere Başvuru Tarihi : 13.08.2016 Başvuru Sayısı : 981193
KONYA PROFESÖRLERİ
Yalçın KOÇAK
Akademik
camiada bilinen ama dillendirilmeyen bir kavramdır, Konya profesörleri.
Türkiye’nin
üniversitelerinde sahte jürilerle sıfat ve kadro alanlarla, dil konusunda eksik
olan sözde akademisyenlerin tekeri patladı.
Bir
bir toplanıyorlar. Bir soru; Tahribatları ne olacak?
Bunlar
şimdi kapananların dışında tüm üniversitelerde varlar, YÖK’te de varlar,
TÜBİTAK'da varlar, İç işlerinde, Dış İşlerinde varlar, Eğitim, Sağlık ve Adalet
ve güvenlik yapılarmızı adeta habis bir kanser gibi sarmışlar, yurt dışında
varlar. Çalınmış KPSS sorularıyla sisteme sızanların ayıklanması, Sahte ve
naylon jürilerle alınan akademik derecelerin geri alınması lazım, lazım da
nasıl? Bir yerden başlayalım.
Dil
imtihanını Konya’da ya da YÖK torpilli Bakırköy İES ecnebi dershane
kurumunda bitiren, halledenleri süratle dil imtihanına alalım, başarana bravo,
kalana güle güle diyelim. Konya bazlı tüm akademik jüriler şaibelidir,
neşteri vuralım. Bilinenlerden başla Yekta hoca; mesela Mehmet Ayan'la başla, Haluk Hadi Sümer'le devam et, Hüseyin Altaş ile başlamışsın galiba
Bu
İES özel ecnebi kurumuna İçişlerinden kim faaliyet izini verdiyse, YÖK’ten kim
imza koyup akredite ettiyse, içerideki müptezel de odur. Kripto’da odur, tahkik
edelim, teşhir edelim. Yapılan yapanın yanına kâr kalmasın.
Adamı
YÖK Başkan vekilliğinden alıyorlar, tenzili rütbe yapıyorlar, yönetim kurulu
üyeliğine razı oluyor, hep aynı davranış modeli “Mevzileri terk etmeyin”
talimatına uyuyorlar.
Sen
Prof. Yavuz Atar;
Profesörlük jürinin objektif ve tarafsız olduğuna yemin edebilir misin? Kişiye
göre oluşturulmuş Jüriden akademik sıfatını almadın mı?, Cemaatin Abant
platformu üyesi değilmiydin?. İzmit-Kartepe’deki Anayasa toplantısı ile
akademik diyet tamamlandı mı?, Şimdi cemaatçi değilim mi diyorsun?
Öbür
yetim kuzuların Prof. İlyas
Doğan ve Prof. Ömer Anayurt’ta seninle aynı
davranışı ortaya koydular şahsiyet fukarası oldukları için makam
kaybettiler ama “Mevzileri terk etmediler”. Halef Selef olduğun Konya’lıŞaban
Çalış’ın pislikleri saymakla, yazmakla bitmiyor. Dosyası bir türlü tezekkür
etmiyor, her gün kabarıyor. Hukuk Profesörü kimliklerinizle Ankara İdare
Mahkemelerinde ve Danıştay’da ki uzantılarınıza giderek YÖK ve paralel menfaat
şebekesinin aleyhinde ki dosyaları nasıl geciktirdiğiniz anlaşıldı. Dosyaları
tutukladınız şimdi zaman döndü, sap döndü. Yaptıklarınız Zulüm’dü, Mehdiniz
size öğretmedi mi Küfür kıyamete kadardır, Zalimlik ise illa ki bitecekti,
Türkçe'ye ve Türk'lüğe ihanet ettiniz. Balkanlarda Türkçe'nin akademik dil
olarak yaygınlaşmasının önüne geçtiniz. Kendinizden başkasının oralarda
olmasını engellediniz. Milli menfaatlerimizi okyanus ötesinin menfaatine peşkeş
çektiniz
İnsan
kendinde olmayan hasletleri ve değerini elbette bilemez. Muallimi Sabis sıfatlı
İbn-i Sina Fazilet ve Ahlakın esaslarını anlatırken; İffet (namus), Şecaat
(yiğitlik), Hikmet (bilgelik), Adalet, Cömertlik, Kanaat, Sabır, Kerem
(asalet), Yumuşaklık, Yılmazlık, Sadakat, Vefa, Utanma, Ar, Haya, Ucup, Sır
saklama, Sözünde durmak, Emanete ihanet etmemek, Hak yememek ve Tevazu ehli
olmak değerlerini ortaya koyar: Mehdi hazeratınızın, Karılarınızın başını
açın, İçki de için, Namazı da terk edin, Hak’ta yiyin benim hastalıklı beynimin
ürettiği, diliminde gevelediği her türlü şatahat’a (İslam’a uymayan şeylere)
evet deyin, kerametimden sayın tarzındaki davranış bozukluklarını ve küfrü
görmeyen Profesör sıfatlarınla bunların istidraç gibi fasıklık ve sihre
yakışan İslam dışılık olduğunu anlamayanların o cüpbeleri çıkarıp, o kadroları
terk etmesi lazımdır, meslekden men edilip, akademik sıfatlarının geri alınması
lazımdır. Sufli aidiyetlerle alınan, gelinen makamların, yani; tatlı yemenin
acı sonuçları yüz yıl daha bizden sonrakilere örnek olmalıdır. İngiliz
destekli Kadıyaniler hareketi ile benzerliği görmezmisiniz, bilmezmisiniz.
Ders çıkarmazmısınız, Allah sorar, MazAllah elim bir azap ve ateş küfre
düşenleri beklemektedir.
Anadolu’nun
manevi, dini iklimini bozdunuz ey Konya Profesörleri. Alevilerin
Şiileştirildiği, Sünnilerin selefileştirildiği günümüze bizi okumuş taifemiz
getirmiştir. Yarım hocalar bizi dinden etmiştir.
YÖK’te
Paralelci yeni adıyla FETÖ/PDY terör örgütü kaynamaktadır. Yekta Başkan’ın
bunlara en küçük bir yaptırımı olmamıştır, olamaz da?. Şu kalkışma sonrası
kapatılan üniversitelerden hangisinin bölüm açma talebi veya kontenjan isteği
geri çevrilmiştir cevabı, HİÇ’tir. Gazi ile Diyarbakır Dicle Üniversitesi
Rektörlerini dönemleri bitmiş, yenilerinin seçimleri yapılmış; Devir teslim
zamanında görevden almakla kimi kandırdın hoca, ……mış GİBİ’mi yaptın? Yoksa
Kripto’luk sana da mı bulaştı? Yıldız rektörü İsmail'i de kişisel kininden
listeye kattın değil mi hoca, yaptığın haysiyet cellâtlığıdır, illaki boynuna
dolanacaktır?? Aydın Menderesin Büyük Değişim Partisinde cemaat kontenjanından
gelen bir akraban vardı sanırım hocam?
YÖK
Başkanı Yekta Hoca’nın da profesörlüğü dünya ölçeğinde değildir, Avrupa
Rotasyonsuz profesörlüklerin üstünü çizmektedir. Seni YÖK Başkanı sıfatı ile
Avrupa Eğitim Alanından (EHEA) bir Üniversite kabul edecek mi de sen bu
kalkışma konusunu anlatmaya gidecekmişsin, hangi dil de anlatacaksın, Yeni
yardımcın Mandal mı manipüle edecek? sakallı haliyle mi?, Eşi başını kapatacak
mı, açacak mı??
Şimdi
son soru bunlar AB normlarında kalite isterler mi? Zihniyet bozuk, icraat
bozuk. Öğrenciyi kalitelendirerek, eğitimi kalitelendirmek modeli, dünya da tek
bizde kaldı. Neden hocalar Çapsız, Kitapsız. Dil bilmez LÂL’dirler de ondan.
Bir an önce bu çapsız, tabsız, kabı bozuk taifeden kurtulalım, Obskürantizimden
sıyrılalım.
Sapı
silik adamlarla, Çapı delik Hocalarla nereye vardık?
Az
gittik, Uz gittik. Hep geri gittik.
Müslümanlar;
Siyaset için çalışırlar.
Münafıklar;
Riyaset için çalışırlar.
Allah
muhafaza etsin;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder