18 Şubat 2017 Cumartesi

SEVGİLİ FACEBOOK YOLDAŞLARIM,
HEMEN HERKES ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÜZERİNDE KONUŞUYOR. AÇTIĞIMIZ HABER PROGRAMLARINDA BİRARAYA GELEN VE HER KONUDAN BİLGİ SAHİBİ OLDUKLARI KONUSUNDA İDDİALI OLANLAR, SAĞIRLAR DİYALOGU BENZERİ AJİTASYON YAPMAKTALAR. BİLGİ SAHİBİ OLUNMAKSIZIN FİKİR SAHİBİ GİBİ GÖRÜNMEK, TOPLUMU ALDATMAKLA EŞDEĞERDİR. 16 NİSAN 2017 GÜNÜ GİDECEĞİMİZ SANDIK BAŞINA, BAŞKALARININ DOLDURUŞU İLE GİTME YERİNE, KENDİ AKIL SÜZGECİMİZDEN GEÇİRDİĞİMİZ BİLGİ İLE GİDERSEK, HEM KENDİMİZ, HEM ÜLKEMİZ VE HEM DE GELECEK KUŞAKLAR AÇISINDAN YAŞAMSAL ÖNEM TAŞIYAN BİR GÖREVİ YERİNE GETİREBİLİRİZ. BU NEDENLE YAPILMASI AMAÇLANAN DEĞİŞİKLİKLERLE BİRLİKTE, DEĞİŞTİRİLMESİ AMAÇLANAN MADDELERİ BİRLİKTE İLETİYORUM. YANISIRA, BU DEĞİŞİKLİKLERİN NE ANLAMA GELDİĞİ KONUSUNDA KENDİ DÜŞÜNCEMİ İLETİYORUM. BUNLARA, SAKIN OLA Kİ, “BU MUSTAFA ALTINTAŞ TARAFINDAN SESLENDİRİLMİŞTİR, DOĞRUDUR” DEMEYİN. DEĞERLENDİRMELERİM, KENDİ DÜNYAYA BAKIŞIMIN/İDEOLOJİMİN ÜRÜNÜDÜR. BUNLARI, GEREKSİNİM DUYARSANIZ,KENDİ DÜNYA GÖRÜŞÜNÜZE/İDEOLOJİNE GÖRE DEĞERLENDİRİN. KENDİ AKIL SÜZGECİNİZDEN GEÇİRİN. BUNU YAPARSANIZ, ARTIK O DEĞERLENDİRME SİZE AİT OLACAKTIR. ESENLİK DİLEKLERİMLE. 18.02.2017 MUSTAFA ALTINTAŞ

MADDE MADDE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
KALIN YAZILMIŞ MADDELER, AMAÇLANAN DEĞİŞİKLİKLERDİR. VAROLAN MADDELERDEKİ AMAÇLANAN DEĞİŞİKLİKLER OKUNABİLİR BİÇİMDE ÜZERİ ÇİZİLEREK SUNULMAKTADIR.
Madde 1: Anayasanın 9. Maddesinde Değişiklik Öngörüyor.

IX. Yargı yetkisi
Madde 9 – Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
IX. Yargı yetkisi
Madde 9 – Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.
1.       Maddedeki değişiklik ne anlama geliyor?
Bu madde ile, “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır” hükmüne, mahkemelerin sadece bağımsız değil,yanısıra “tarafsız” olduğu ekleniyor.Bu türden niteliklerin anlam kazanması ve hukuk devleti güvencesini sağlaması, öncelikle meslek sahiplerinin nitelikli,erdemli,kendisine ve mesleğine saygılı,özgüven sahibi,biat kültüründen uzak ve mesleğe kabul,meslekte yükselmesinde liyakatın gözetildiği bir sistemin olması gerekir.Savcıların cumhuriyetin hizmetinde,yargıçların da “mülkün/devletin temelinin adalet olduğunu” içselleştirmiş olmaları gerekir.Bugün(18.02.2017-Cumhuriyet) basına yansıyan habere göre, çok bağımsız ve yansız bir Cumhuriyetin(!) Başsavcı Vekili’ni  örnekleyeceğim. Şimdilik yalnızca bağımsız(!) olan Antalya Cumhuriyet Başsavcı(Başavcı mı demeli?)Vekili Cevdet Kayafoğlu, twitter hesabından, değişiklik gerçekleşmeden  yansızlığın(!)  doruğuna çıkarak;  “sandıkta hayır diyecek olanlar PKK ile aynı muameleyi  göze alıyorlar demektir. Küsmece yok “ diyebiliyor ve yine twitter hesabından HDP’lilerin tutuklanması ilişkin de “anladıkları dil bu” yorumunu paylaşabiliyor. Bunları kuzuların sessizliği içinde izleyen  HSYK’lılar da, erken sergilenen bu “yansızlığı”n ne anlama geleceği konusunda biz, hizmetinde olmaları gereken yurttaşlara “yargı güvencesinin, hukuk devletinin” ırzına nasıl geçilebileceğini, öteki savcı ve yargıçlara da gösteriyorlar.
Bu değişikliği öteki değişikliklerle birlikte okuduğumuzda, bağımsız ve yansızlığın nasıl ete kemiğe büründüğünü görebiliriz. Değişikle birlikte, partili Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanının Meclisteki çoğunluk partisi tarafından atanan yüksek mahkeme üyeleri ve yargının yönetici organları ile yargı, bu kez tek adama, cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek yürütmeye,  tarihte hiç olmadığı kadar bağımlı oluyor. Böylece yasama ve yürütme erkinin kullanımını Türk Milleti adına denetlemesi gereken yargı erkinin bu görevini yapabilmesi mümkün olmayacaktır. Yani, bağımsızlığın yanına, yansızlığın eklenmesi havada kalmaktadır.
Savcı ve yargıçların bağımsız ve yansızlığının, değişiklik gerçekleştiğinde, muktedirden yana ve ona bağlı olarak anlaşılması gerektiğini düşünmekteyim.

Madde 2: Anayasanın 75. Maddesinde Değişiklik
I. Türkiye Büyük Millet Meclisi 

A. Kuruluşu: 
Madde 75 – (Değişik: 23/7/1995 - 4121/8 md.)
Türkiye Büyük Millet Meclisi genel oyla seçilen beşyüzelli milletvekilinden oluşur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi 
A. Kuruluşu: 
Madde 75 – (Değişik: 23/7/1995 - 4121/8 md.)
Türkiye Büyük Millet Meclisi genel oyla seçilen altıyüz milletvekilinden oluşur
.

2. maddedeki değişiklik ne anlama geliyor?
Bu madde ile, 550 olan milletvekili sayısı 600’e çıkarılıyor. Yasama erkinin sahibi olması gereken TBMM’nin, bu yetkisini Cumhurbaşkanına tanınan “yasa gücünde” Kararname ile paylaşması sonrasında, milletvekili sayısının artırılmasının, getirisi değil de topluma ek maliyeti olacaktır. Böyle bir düzenlemenin amacının, b değişikliğe “evet” diyecek milletvekillerine bir ödün anlama taşıdığını düşünmekteyim. Bir başka amaç,bu değişiklikte işaret fişeğini çakan MHP’ye, küçük partilere, milletvekili çıkarma umudu verebilmektir.
Madde 3: Anayasanın 76. Maddesinde Değişiklik Öngörüyor:
B.  Milletvekili seçilme yeterliliği
Madde 76 – Yirmibeş yaşını dolduran  her Türk milletvekili seçilebilir.(1)
En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, (Değişik ibare: 27/12/2002-4777/1 md.) terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler. (2) Hakimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensupları, görevlerinden çekilmedikçe, aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler.
B.  Milletvekili seçilme yeterliliği
Madde 76 – Onsekiz yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir.(1)
En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, askerlikle ilişiği olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, (Değişik ibare: 27/12/2002-4777/1 md.) terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.Hakimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensupları, görevlerinden çekilmedikçe, aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler.

3. maddedeki değişiklik ne anlama geliyor?
Bu madde, referandumda gençlerden oy alabilmek için getirilmiş bir kurnazlık olarak algılanabilir.. Ancak, maddedeki seçilme koşullarından askerlikle ilişkisi olmamak, daha baştan bu maddenin işlerliğini ortadan kaldırmaktadır. Çünkü, askerlik, 20 yaştan gün almışlar için öngörülen bir zorunluluktur. Kandırma, aklı çelme amaçlı olarak yapılmak istenilen bir düzenleme. Cumhurbaşkanının bu engeli aşabilmek için “milletvekili seçilenler askerlikten bağışıktır” önerisi, askerlik görevinin, bedelli askerlik uygulamasında olduğu gibi,yoksul yurttaşların üzerine yıkılmasının yanı sıra, çok dar bir kesime de ayrıcalık yaratacaktır. Askerlik hizmetinin,milletvekilleri için ortadan kaldırılması,herkesin yasa önünde eşit olması kuralı ile çelişir.
Değişiklikler, eğer yaşamda yer bulmuyor ise, tüm anlamını yitirir. Seçilme yaşanın 25’den 18’e indirilmesi,yöntime katılım tabanının genişletilmesi anlamına gelmemektedir. Gençlere verilen değerin ne olduğunu, parti yönetimlerinde, yerel yönetimlerde, TBMM’nde genç üye sayısına bakarak gözleyebiliriz.


Madde 4: Anayasanın 77. Maddesinde Değişiklik Öngörüyor:
C.  Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçim dönemi
Madde 77 – Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri dört yılda bir yapılır. (1)(2)
Meclis, bu süre dolmadan seçimin yenilenmesine karar verebileceği gibi, Anayasada belirtilen şartlar altında Cumhurbaşkanınca verilecek karara göre de seçimler yenilenir. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir.
Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer.
C. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanının seçim dönemi


MADDE 77-Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır.

Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci oylamada gerekli çoğunluğun sağlanamaması halinde 101 inci maddedeki usule göre ikinci oylama yapılır.

4. maddedeki değişiklik ne anlama geliyor?
Seçim dönemlerinin sıkça değişmesi, değişiklik ile dört yılın beş yıla yükseltilmesi, hızla değişen günümüz koşullarında, ulusal istencin/iradenin, kendi seçtiklerini seçim yöntemi ile denetlemesini ötelemektedir. Toplum da, sosyo-ekonomik vedemografik koşullar da hızlı bir değişim ve dönüşüm içindedir. Böyle bir değişiklik, değişikliğe TBMM’de destek veren milletvekillerine bir “bonus” olarak görülebilir.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ve TBMM seçimlerinin aynı gün olması, parti başkanı Cumhurbaşkanının Meclise de hükmetmesini sağlayacak bir yöntemdir. Çünkü Cumhurbaşkanı seçildiğinde, partisi de tek başına çoğunluk sağlayacak oranda milletvekili kazanmış olmayı amaçlayan bir düzenlemedir.

Oysa, Başkanlık ile yönetilen ülkelerde başkan ile yasama meclisi seçimleri ayrı zamanlarda yapılır. Bunun nedeni, başkanın yönetiminden memnun kalmayan seçmenin en az iki sene sonra yapılacak Meclis seçimlerinde onun partisine oy vermeyerek, Mecliste azınlığa düşürerek bir denge sağlama olanağı vermesidir. 

Örneğin ABD' 'de Meclisin üçte biri iki senede bir yenilenir. Başkanlığı almış Demokratlar kendine oy verenleri memnun edememişse, daha önce Demokratlar'a oy vermiş bir kısım seçmenin bu kez Cumhuriyetçilere oy vererek Cumhuriyetçiler'in Temsilciler Meclisinde çoğunluk olmasını sağlar ve Başkanın denetimini bu yolla sağlar.


Madde 5 : Anayasanın 87.Maddesinde Değişiklik Öngörüyor.

II.  Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri
A. Genel olarak
Madde 87 – Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek; bütçe ve kesinhesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek; milletlerarası antlaşmaların  onaylanmasını  uygun  bulmak, (...) (3)  (Ek ibare: 3/10/2001-4709/28 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile  genel ve özel af ilanına (…)(1) karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde ön görülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.
II.  Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri
A. Genel olarak
Madde 87 – Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; bütçe ve kesin hesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek; milletlerarası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir

5. maddedeki değişiklik ne anlama geliyor?
Değişiklik ile, Cumhurbaşkanı sekreteri olacak bakanların milletin temsilcisi olması ortadan kaldırılmakta, Bakanlar Kurulunu oluşturma yetkisi, milletvekili olması gereken Başbakandan kopartıldığı gibi, Bakanlar Kurulu ile bakanları ulus adına denetleme yetkisinden de yoksun kılınmakta. TBMM’in, içinden çıkan Bakanlar Kurulu tarafından sunulan Bütçe Tasarısı ve Bütçe Komisyonunda hazırlanan bütçe yerine, Cumhurbaşkanı tarafından önerilen bütçeyi görüşebilecektir. Bu önerini “değiştirerek onama yetkisi” yok. Ya onayacak ya da geri gönderecektir.
Böylece parlamentonun varlık nedeni olan  bütçe yapma yetkisi ortadan kaldırılmış olmaktadır.
Madde 6: Anayasanın 98. Maddesinde Değişiklik Öngörüyor:
IV.  Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgi edinme ve denetim yolları
A. Genel olarak
Madde 98 – Türkiye Büyük Millet Meclisi soru, Meclis araştırması, genel görüşme, gensoru ve Meclis soruşturması yollarıyla denetleme yetkisini kullanır.
Soru, Bakanlar Kurulu adına, sözlü veya yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Başbakan veya bakanlardan bilgi istemekten ibarettir.
Meclis araştırması, belli bir konuda bilgi edinilmek için yapılan incelemeden ibarettir.
Genel görüşme, toplumu ve Devlet faaliyetlerini ilgilendiren belli bir konunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmesidir.
Soru, Meclis araştırması ve genel görüşme ile ilgili önergelerin verilme şekli, içeriği ve kapsamı ile cevaplandırılma, görüşme ve araştırma yöntemleri Meclis İçtüzüğü ile düzenlenir.
Madde Kenar Başlığı Yok 
MADDE 98- Türkiye Büyük Millet Meclisi; meclis araştırması, genel görüşme, meclis soruşturması ve yazılı soru yollarıyla bilgi edinme ve denetleme yetkisini kullanır.
Meclis araştırması, belli bir konuda bilgi edinmek için yapılan incelemeden ibarettir.

Genel görüşme, toplumu ve Devlet faaliyetlerini ilgilendiren belli bir konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmesidir.
Meclis soruşturması, Cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanlar hakkında 106 ncı maddenin beşinci, altıncı, yedinci fıkraları uyarınca yapılan soruşturmadan ibarettir.
Yazılı soru; yazılı olarak en geç onbeş gün içerisinde cevaplanmak üzere milletvekillerinin, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlara yazılı olarak soru sormalarından ibarettir.
Meclis araştırması, genel görüşme ve yazılı soru önergelerinin verilme şekli, içeriği ve kapsamı ile araştırma usûlleri Meclis İçtüzüğü ile düzenlenir.
6. Maddedeki Değişiklik Ne Anlama Geliyor?
Meclisin denetleme görevi kaldırılırken, bilgi edinmeye indirgeniyor. Eski maddede hükümet olan kısımlar cumhurbaşkanı ve yardımcıları olarak değiştirilmiş. Sözlü soru sorma ve bu yolla bilgilenme hakkı ortadan kaldırılmakta.
Etkin bir denetleme kurumu olan gensoru ile hükümet ve bakan düşürme usulü kaldırılıyor. 
Meclis cumhurbaşkanını düşürebilmek için ancak seçime gidebiliyor, o zaman da  milletvekilleri bir daha seçilememe riski ile karşı karşıya kalıyor.

Cumhurbaşkanı ve bakanları Yüce Divana sevk etmek ise; cumhurbaşkanının başkanı olduğu parti Mecliste çoğunluk olduğunda, nerede ise olanaksız hale geliyor.




Madde 7 : Anayasanın 101. Maddesinde Değişiklik Öngörüyor

İKİNCİ BÖLÜM
YÜRÜTME
1.   Cumhurbaşkanı
A.   Nitelikleri ve tarafsızlığı
Madde 101 – (Değişik: 31/5/2007-5678/4 md.) (1)Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir.
Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.
Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir.
Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.
İKİNCİ BÖLÜM
YÜRÜTME
1.   Cumhurbaşkanı
A. Adaylık ve seçimi
Madde 101- Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yüksek öğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip, Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir.
Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.
Cumhurbaşkanlığına, siyasi parti grupları, en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde beşini almış olan siyasi partiler ile en az yüz bin seçmen aday gösterebilir.
Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.
Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilir. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış iki aday katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilir.
İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin herhangi bir nedenle seçime katılmaması halinde; ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılır. Aday, geçerli oyların salt çoğunluğunu aldığı takdirde Cumhurbaşkanı seçilir. Oylamada, adayın geçerli oyların çoğunluğunu alamaması halinde sadece Cumhurbaşkanı seçimi yenilenir. 

Seçimlerin tamamlanamaması halinde yenisi göreve başlayıncaya kadar mevcut Cumhurbaşkanının görevi devam eder.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin diğer usûl ve esaslar kanunla düzenlenir.
7. Maddedeki Değişiklik Ne Anlama Geliyor
En az yüzde 5 oy almış partiler ve 100 bin seçmen aday önerebiliyor.
İlk tur seçimlerde 5 ila 10 arasında cumhurbaşkanı adayı çıkabilir ama ikinci turda 2 büyük parti çevresinde kümeleşme olabilir. 
Bu Anayasa ile birlikte AKP çevrelerinde konuşulduğu gibi dar bölge seçim sistemi uygulanırsa, iki büyük parti ve iki küçük parti ile Meclis çalışmaları yürütülür.
 Cumhurbaşkanlığı seçimleri ise iki büyük parti arasında geçer.

Madde 8: Anayasanın 104. Maddesinde Değişiklik Öngörüyor
D. Görev ve yetkileri
Madde 104  – Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.
Bu amaçlarla Anayasanın ilgili maddelerinde gösterilen şartlara uyarak yapacağı görev ve kullanacağı yetkiler şunlardır:
a)  Yasama ile ilgili olanlar:
Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapmak,
Türkiye Büyük Millet Meclisini gerektiğinde toplantıya çağırmak,
Kanunları yayımlamak,
Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri göndermek,
Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halk oyuna sunmak,
Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün, tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa  Mahkemesinde iptal davası açmak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek,
b) Yürütme alanına ilişkin olanlar:
Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek,
Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek,
Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak,
Yabancı devletlere Türk Devletinin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek,
Milletlerarası andlaşmaları onaylamak ve yayımlamak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek,
Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek,
Genelkurmay Başkanını atamak,
Milli Güvenlik Kurulunu toplantıya çağırmak,
Milli Güvenlik Kuruluna Başkanlık etmek,
Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak,
Kararnameleri imzalamak,
Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafiflet mek veya kaldırmak,
Devlet Denetleme Kurulunun üyelerini ve Başkanını atamak,
Devlet Denetleme Kuruluna inceleme, araştırma ve denetleme yaptırtmak,
Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek,
Üniversite rektörlerini seçmek, 
c)  Yargı ile ilgili olanlar:
Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Askeri Yargıtay üyelerini, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek.
Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.
D. Görev ve yetkileri 
Madde 104  – Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir.
Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder;
Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder.

Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapar.
Ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclise mesaj verir.
Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapar.
Kanunları yayımlar.
Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir.
Kanunların, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde iptal davası açar.
Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atar ve görevlerine son verir.
Üst kademe kamu yöneticilerini atar, görevlerine son verir ve bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanı kararnamesi ile düzenler.
Yabancı devletlere Türkiye Cumhuriyetinin temsilcilerini gönderir, Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul eder.
Milletlerarası andlaşmaları onaylar ve yayımlar.
Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunar.
Milli güvenlik politikalarını belirler ve gerekli tedbirleri alır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil eder.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verir.
Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile kişilerin cezalarını hafifletir veya kaldırır.
Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle , dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenemez.
Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz.
Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir.
Cumhurbaşkanı, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilir.
Kararnameler ve yönetmelikler, yayımdan sonraki bir tarih belirlenmemişse Resmi Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girer.
Cumhurbaşkanı ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.
8. Maddedeki Değişiklik Ne Anlama Geliyor

Meclis cumhurbaşkanını neredeyse denetleyemezken, Cumhurbaşkanı Meclisin çıkardığı yasaları iptal talebi ile Anayasa Mahkemesine gönderebilecek, Anayasa değişikliklerini referanduma götürebilecektir. Yani, TBMM, ulus adına Cumhurbaşkanını denetlemesi gerekirken, Cumhurbaşkanı tarafından denetlenir, gerekirse,erken seçime götürülerek cezalandırılır konumu düşürülmektedir. Cumhurbaşkanının denetimi, beş yılda bir yinelenecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bağlanmış olmaktadır.

Yürütme ile ilgili tüm yetkileri üstlenmekte, adı bakan olmakla birlikte yürütmenin ajanları sekreter konumuna düşürülmektedir. Bakan/Cumhurbaşkanı Sekreteri olarak görevlendirilecek milletvekillerinin,TBMM üyeliği düşecektir. Böylece bakan/sekreter olacaklar, tümü ile Cumhurbaşkanının etkisi altına gireceklerdir. Yani bakan/sekreter olacak milletvekilleri iş güvencesinden bile yoksun kılınacaklardır.
Yürütme yetkisi, yasalarla düzenlenme yerine,Cumhurbaşkanı tarafından doğrudan/tek başına KHK çıkartabilecektir.
Bütçe, Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanacaktır.

Yasama - yürütme dengesinde yürütme, bu düzenlemelerle daha ağır basıyor. Yasama organı, Cumhurbaşkanının vesayeti,denetimi ve yaptırımı altına girmektedir.Kendisi vasi ile yönetilir konuma indirgenmekte olan milletvekilleriniden ulusun istencini/iradesini yansıtmasını, halkın sözcülüğünü yapmasını beklemek ham hayal durumuna düşecektir.
Madde 9 : Anayasanın 105. Maddesinde Değişiklik Öngörüyor
E.  Sorumluluk ve sorumsuzluk hali
Madde 105 – Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur.
Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz.
Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır.
E.  Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu 

Madde 105 – Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir. Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşür ve üye tamsayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilir.

Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasî partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından, her siyasi parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclis Başkanlığına sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilir.

Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde Genel Kurulda görüşülür. Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilir. Yüce Divan yargılaması üç ay içerisinde tamamlanır, bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere üç aylık ek süre verilir, yargılama bu sürede kesin olarak tamamlanır.

Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen Cumhurbaşkanı seçim kararı alamaz.
Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen Cumhurbaşkanının görevi sona erer.
Cumhurbaşkanının görevde bulunduğu sürede işlediği iddia edilen suçlar için görevi bittikten sonra da bu madde hükmü uygulanır.

9. Maddedeki Değişiklik Ne Anlama Geliyor
Değişiklik,cumhurbaşkanının yargılanabilmesi ve usulünü düzenliyor. Sorumsuz Cumhurbaşkanının sorumlu kılınması konusunda polemiğin yapıldığı bir düzenlemedir.
Mevcut Anayasa’da cumhurbaşkanı ancak vatana ihanet suçundan yargılanabiliyor. Vatana ihanet suçu ise ne Anayasa’da, ne de yasalarda tanımlı. Cumhurbaşkanının herhangi bir suç işlemesi durumunda yargılanması elbette olumlu bir gelişme. 
Ancak bu madde öyle düzenlemiş ki, cumhurbaşkanını yargılamak neredeyse olanaksız.
Tabii, yine Meclis ve cumhurbaşkanı seçimlerinin aynı gün olması ve cumhurbaşkanının başkanı olduğu partinin Mecliste de çoğunluk olacağı gerçeği ile yargılanamazlık durumunu tartışıyoruz.

Dokuzuncu madde ile getirilen değişiklikle herhangi bir suç işleyen cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açılabilmesi için 300+1 milletvekilinin oyu gerekiyor.


Cumhurbaşkanı ve partisi yüzde elli bir ile seçimi kazanırsa böyle bir soruşturma açılamaz.
Varsayalım ki, birkaç iktidar milletvekili partisinin bu konudaki kararına aykırı davranarak muhalefetle birlikte 300 imza içine katıldı ve soruşturma açılması kararı çıktı. Bu kez soruşturma komisyonu kurulması için 360 oy gerekiyor. İktidar partisi katılmadan 360 milletvekilini bulmak mümkün değil. 360 da bulundu ve soruşturma açılması yönünde karar verildi diyelim. 15 kişilik soruşturma komisyonunda iktidar partisi çoğunluk olduğu için bir soruşturma raporu (iddianame) hazırlanması da çok zor. Diyelim bu zor aşama da geçildi. İddianamenin Yüce Divan görevi görmekte olan Anayasa Mahkemesine taşınabilmesi için 400 milletvekilinin oyu gerekmekte.
Diyelim Meclis, dişini sıkarak, kendine düşen denetim görevini yapma başarısını göstersin. Ancak,yargılamanın adil olabilmesi için, yargının bağımsız ve yansız olması gerekir. Oysa ki, getirilmek istenilen değişiklik ile Yüce Divan görevini yapacak AYM üyelerini Cumhurbaşkanı ile genel başkanı olduğu çoğunluk partisi milletvekilleri tarafından seçilmişlerden oluştuğundan buradan adil bir karar çıkması,günümüzdeki mümkünsüzlüğü gördüğümüz gibi, olanaksızdır. 

Şimdiki durumda cumhurbaşkanı vatana ihanet dışında yargılanamıyor, yeni düzenlemede yargılanabiliyor diyoruz ama şimdiki cumhurbaşkanı ile yeni düzenlemedeki cumhurbaşkanının niteliği aynı değil.

Şimdiki sistemde cumhurbaşkanı (Her ne kadar yetkileri çok fazla olsa da) yansız, dahası, günlük politikaya uzak, bir çeşit kral/kraliçe gibi düşünülmüş. Değişiklikteki cumhurbaşkanı ise, varolan ve partisinin genel başkanı da olan başbakan konumunda. Oysa ki günlük politikayı yürüten ve bu nedenle bağımsız ve yansız yargı tarafından denetlenmesi gereken işler yapan birinin, tek başına yürütme erkinin kullanan parti başkanı Cumhurbaşkanının,  fiilen yürütmenin başı olarak, başbakanın yargılandığı koşullarda yargılanması amaçlanmalıydı.

Yürütmenin başının yargılanmasının bu kadar zorlaştırıldığı yetmiyormuş gibi, cumhurbaşkanı görevinden ayrıldıktan sonra da ona ölünceye kadar aynı koşullarda yargılanabilme ayrıcalığı getiriliyor, yani koruma sürdürülmektedir. Değişikliğin, “Cumhurbaşkanına sorumluluk, hesap verebilirlik getiriyoruz” safsatası, O’na ve yardımcılarına,bakanlarına ömür boyu korumayı amaçlamaktadır

Madde 10 : Anayasanın 106. Maddesinde Değişiklik Öngörüyor
F. Cumhurbaşkanına vekillik etme
Madde 106 – Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, görevine dönmesine kadar, ölüm, çekilme veya başka bir sebeple Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde de yenisi seçilinceye kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cumhurbaşkanlığına vekillik eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.

F. Cumhurbaşkanı yardımcıları, Cumhurbaşkanına vekalet ve bakanlar

Madde 106 – Cumhurbaşkanı, seçildikten sonra bir veya daha fazla Cumhurbaşkanı yardımcısı atayabilir.

Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması halinde kırkbeş gün içinde Cumhurbaşkanı seçimi yapılır. Yenisi seçilene kadar Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cumhurbaşkanlığına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.
Genel seçime bir yıl ve daha az kalmışsa Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimi de Cumhurbaşkanı seçimi ile birlikte yenilenir.
Genel seçime bir yıldan fazla kalmışsa seçilen Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi seçim tarihine kadar görevine devam eder. Kalan süreyi tamamlayan Cumhurbaşkanı açısından bu süre dönemden sayılmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinin yapılacağı tarihte her iki seçim birlikte yapılır.
Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cumhurbaşkanına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Cumhurbaşkanı tarafından atanır ve görevden alınır. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, 81 inci madede yazılı şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde andiçerler.Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakan olarak atanırlarsa üyelikleri sona erer.

Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, Cumhurbaşkanına karşı sorumludur. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında görevleri ile ilgili suç işledikleri iddiasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir. Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşür ve üye tamsayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilir.
Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasî partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her siyasî parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır.
Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclis Başkanlığına sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilir.

Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde Genel Kurulda görüşülür. Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilir. Yüce Divan yargılaması üç ay içerisinde tamamlanır, bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere üç aylık ek süre verilir, yargılama bu sürede kesin olarak tamamlanır.

Bu kişilerin görevde bulundukları sürede, görevleriyle ilgili işledikleri iddia edilen suçlar bakımından, görevleri bittikten sonra da (5)'inci, (6)'ncı ve (7)'nci fıkra hükümleri uygulanır.

Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakanın görevi sona erer. 
Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, göreviyle ilgili olmayan suçlarda yasama dokunulmazlığına ilişkin hükümlerden yararlanır. 
Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri ile teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir. 
10.Maddedeki Değişiklik Ne Anlama Geliyor?
Bu maddede Cumhurbaşkanı yardımcılığı ve bakanlarla ilgili düzenlemeler var.
Cumhurbaşkanlığı makamı herhangi bir nedenle boşaldığında yerine yardımcısı geçiyor ve 45 gün sonra seçim yapılıyor.
Seçilmemiş Cumhurbaşkanı yardımcısı 45 gün boyunca Cumhurbaşkanının tüm yetkilerini kullanabiliyor.
TBMM seçimlerine bir seneden az kalmışsa, Cumhurbaşkanı ile birlikte TBMM seçimi de yapılıyor.
TBMM’deki çoğunluk partisi ile,cumhurbaşkanının aynı partiden olmama olasılığına  fazla tahammül edemiyor. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar da Cumhurbaşkanı ile aynı koşullarda yargılanabiliyor. 
Yani, Cumhurbaşkanı gibi korunuyorlar. Hatta, görevleri bittikten sonra da.
Madde 11 :  Anayasanın 116. Maddesinde Değişiklik Öngörüyor
H. Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin Cumhurbaşkanınca yenilenmesi
Madde 116 – Bakanlar Kurulunun, 110 uncu maddede belirtilen güvenoyunu alamaması ve 99 uncu veya 111 inci maddeler uyarınca güvensizlik oyuyla düşürülmesi hallerinde; kırkbeş gün içinde yeni Bakanlar Kurulu kurulamadığı veya kurulduğu halde güvenoyu alamadığı takdirde Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına danışarak, seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.
Başbakanın güvensizlik oyu ile düşürülmeden istifa etmesi üzerine kırkbeş gün içinde veya yeni seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisinde Başkanlık Divanı seçiminden sonra yine kırkbeş gün içinde Bakanlar Kurulunun kurulamaması hallerinde de Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.
Yenilenme  kararı Resmi Gazetede yayımlanır ve seçime gidilir.
H. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanı seçimlerinin yenilenmesi

Madde 116 – Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.
Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır,
Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.
Seçimlerinin birlikte yenilenmesine karar verilen Meclisin ve Cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni Meclisin ve Cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam eder.
Bu şekilde seçilen Meclis ve Cumhurbaşkanının görev süreleri de beş yıldır.

11.Maddedeki Değişiklik Ne Anlama Geliyor?
Bu madde ile TBMM Cumhurbaşkanı seçimini yenileyebilir diyor ama, böyle bir kararın alınabilmesi için, TBMM seçimlerinin de yenilenmesine razı 360+1  milletvekilinin evet oyuna gereksinim bulunmaktadır. Bu ise, çoğunluk partisi ile muhalefet partilerinin bu konuda ortak bir karara varmalarını gerekli kılmaktadır. Cumhurbaşkanının başkanı olduğu iktidar partisi Cumhurbaşkanı seçiminin yenilenmesini istemezse bu durumda Cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilenemiyor.

İktidar partisinin istenci/ iradesi karşıtı cumhurbaşkanı seçimlerinin yenilenmesine oy veren milletvekilleri de parti başkanı cumhurbaşkanı tarafından bir sonraki milletvekili aday listelerine konmaz. Bu nedenle, cumhurbaşkanı istediği zaman TBMM fesh edip seçime giderken, TBMM istediği zaman cumhurbaşkanlığı seçimine gidemiyor.

Yine bir eşitsizlik, dengesizlik ve cumhurbaşkanı lehine, TBMM aleyhine bir durum var. “Topal Ördek”  konumuna düşürülmüş olan TBMM tarafından denetlenmesi gereken yürütme erkini kullanan Cumhurbaşkanı, TBMM denetler konuma yükseltilmiş bulunmaktadır.Yani,değişiklik kabul edilirse 600 milletvekilinin yazgısı Cumhurbaşkanının elinde olacaktır. Böyle bir durumda Cumhurbaşkanı,muhalefet partilerini bile,seçimlerin  yenileceği santajı ile,denetim altında tutacak,onların özgür istencini de baskılayacaktır.

Madde 12 : Anayasanın 119. Maddesinde Değişiklik Öngörüyor
III. Olağanüstü yönetim usulleri
A. Olağanüstü haller
1. Tabii afet ve ağır ekonomik bunalım sebebiyle olağanüstü hal ilanı
Madde 119 – Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir
.
III.Olağanüstü hal yönetimi

Madde 119- Cumhurbaşkanı, savaş hali, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, seferberlik, ayaklanma, vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma, ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması, anayasal düzeni veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin ortaya çıkması, şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması, tabii afet veya tehlikeli salgın hastalık yada ağır ekonomik bunalımın ortaya çıkması hallerinde yurdun tamamında veya bir bölgesinde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edebilir.

Olağanüstü hal ilanı kararı verildiği gün Resmi Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağırılır; Meclis gerekli gördüğü takdirde olağanüstü halin süresini kısaltabilir, uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir.
Cumhurbaşkanının talebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi her defasında dört ayı geçmemek üzere süreyi uzatabilir. Savaş hallerinde bu dört aylık süre aranmaz.

Olağanüstü hallerde vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile, 15 inci maddedeki ilkeler doğrultusunda temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya geçici olarak durdurulacağı, hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği kanunla düzenlenir.

Olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, 104 üncü maddenin onyedinci fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara tabi olmaksızın, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Kanun hükmündeki bu kararnameler Resmi Gazetede yayımlanır, aynı gün Meclis onayına sunulur.
Savaş ve mücbir sebeplerle Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanamaması hariç olmak üzere; olağanüstü hal sırasında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri üç ay içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülür ve karara bağlanır. Aksi halde olağanüstü hallerde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kendiliğinden yürürlükten kalkar.
12.Maddedeki Değişiklik Ne Anlama Geliyor?
Bu madde ile Cumhurbaşkanına, tek başına olağanüstü hal ilan etme yetkisi veriliyor. Süre 3 aydan 6 aya çıkarılmış, uzatmalar 3 aydan 4 aya çıkarılmıştır. Bunun nedeni, kendi partisinin çoğunlukta olduğu denetime bile duyulan güvensizliktir. Asıl önemlisi Cumhurbaşkanına,yine tek başana KHK çıkarma yetkisinin veriliyor olmasıdır.
.


Eğer bu anayasa değişikliği kabul edilirse bundan sonra sık sık OHAL ile yönetileceğimizi düşünmemiz gerekmektedir.
Bir sabah kalktığımızda, OHAL’in ilan edildiğini,Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile para,mal ve çalışma yükümlülükleri altına alındığımızı, temel hak ve özgürlüklerimizin sıfırlanıncaya kadar sınırlandığını yada bu hakların kullanımının dondurulduğunu görebiliriz. Yasa ile belirlenir denilen bu düzenlemelerin ötesinde, yasa güvencesinin bile ortadan kaldırılmasına izin veren Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarma yetkisi de getirilmiş olmaktadır. Artık savaş kararını bir yana bırakırsanız,  tüm alanlarda düzenleme yapma yetkisini, tek adama bırakarak, rahatımıza kavuşmuş(!) olmanın rahatlığına erişmiş olacağımızdan, düşünme,tartışma gibi yüklerden(!) de, muktedir tarafından kurtarılmış,tüm bu yükleri üstlenmiş bir yurt evladının şevkatli kollarında,huzur içinde(!9 ömür sürüyor olacağız.

Madde 13 : Anayasanın 142. Maddesinde Değişiklik Öngörüyor
E. Mahkemelerin kuruluşu
Madde 142 – Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.Önerilen metin
E. Mahkemelerin kuruluşu
Madde 142 – Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.
Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulamaz. Ancak, savaş halinde asker kişilerin görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevli askeri mahkemeler kurulabilir.
13. Maddedeki Değişiklik Ne Anlama Geliyor
Yargı erkinin oluşumu, bağımsızlığı ve yansızlığı, Cumhurbaşkanlığı vestiyerine emanet edilmiş olacağından ve de işleyişi “emir-komuta” içerisinde yürütüleceğinden, askeri mahkemelerin kaldırılmasının önemi kalmamıştır. Bu, askeri mahkemelere alerjisi olan “tatlı su demokratlarına”, oltaya takılmaları amaçlı uzatılmış bir havuç özelliğini taşımaktadır.
Madde 14 : Anayasanın 159. Maddesinde Değişiklik Öngörüyor
III.  Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
Madde 159 – (Değişik: 7/5/2010-5982/22 md.) (1)Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yirmiiki asıl ve oniki yedek üyeden oluşur; üç daire halinde çalışır.
Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, dört asıl üyesi, nitelikleri kanunda belirtilen; yükseköğretim kurumlarının hukuk, (…) (1) dallarında görev yapan öğretim üyeleri, (…) (1) ile avukatlar arasından Cumhurbaşkanınca, üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca, bir asıl ve bir yedek üyesi Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunca kendi üyeleri arasından, yedi asıl ve dört yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından adlî yargı hâkim ve savcılarınca, üç asıl ve iki yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından idarî yargı hâkim ve savcılarınca, dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir.
Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde yapılır. Cumhurbaşkanı tarafından seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması durumunda, boşalmayı takip eden altmış gün içinde, yeni üyelerin seçimi yapılır. Diğer üyeliklerin boşalması halinde, asıl üyenin yedeği tarafından kalan süre tamamlanır.
Yargıtay, Danıştay ve Türkiye Adalet Akademisi genel kurullarından seçilecek Kurul üyeliği için her üyenin, birinci sınıf adlî ve idarî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilecek Kurul üyeliği için her hâkim ve savcının; (…) (1) oy kullanacağı seçimlerde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilir. Bu seçimler her dönem için bir defada ve gizli oyla yapılır.
Kurulun, Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı dışındaki asıl üyeleri, görevlerinin devamı süresince; kanunda belirlenenler dışında başka bir görev alamazlar veya Kurul tarafından başka bir göreve atanamaz ve seçilemezler.
Kurulun yönetimi ve temsili Kurul Başkanına aittir. Kurul Başkanı dairelerin çalışmalarına katılamaz. Kurul, kendi üyeleri arasından daire başkanlarını ve daire başkanlarından birini de başkanvekili olarak seçer. Başkan, yetkilerinden bir kısmını başkanvekiline devredebilir.
Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar; Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar; ayrıca, Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.
Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanının oluru ile Kurul müfettişlerine yaptırılır. Soruşturma ve inceleme işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırılabilir.
Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.
Kurula bağlı Genel Sekreterlik kurulur. Genel Sekreter, birinci sınıf hâkim ve savcılardan Kurulun teklif ettiği üç aday arasından Kurul Başkanı tarafından atanır. Kurul müfettişleri ile Kurulda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcıları, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Kurula aittir.
Adalet Bakanlığının merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcılar ile adalet müfettişlerini ve hâkim ve savcı mesleğinden olan iç denetçileri, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Adalet Bakanına aittir.
Kurul üyelerinin seçimi, dairelerin oluşumu ve işbölümü, Kurulun ve dairelerin görevleri, toplantı ve karar yeter sayıları, çalışma usul ve esasları, dairelerin karar ve işlemlerine karşı yapılacak itirazlar ve bunların incelenmesi usulü ile Genel Sekreterliğin kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.
III.               Hakimler ve Savcılar Kurulu 

Madde 159 – (Değişik: 7/5/2010-5982/22 md.) (1)

Hâkimler ve Savcılar Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.

"Hâkimler ve Savcılar Kurulu on üç üyeden oluşur; iki daire hâlinde çalışır.

Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabii üyesidir.
Kurulun, üç üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adli yargı hâkim ve savcıları arasından, bir üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idari yargı hâkim ve savcıları arasından Cumhurbaşkanınca;
üç üyesi Yargıtay üyeleri, bir üyesi Danıştay üyeleri, üç üyesi nitelikleri kanunda belirtilen yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri ile avukatlar arasından Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilir.
Öğretim üyeleri ile avukatlar arasında n seçilen üyelerden, en az birinin öğretim üyesi ve en az birinin de avukat olması zorunludur. Kurulun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilecek üyeliklerine ilişkin başvurular, Meclis Başkanlığına yapılır.
Başkanlık, başvuruları Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona gönderir. Komisyon her bir üyelik için üç adayı, üye tam sayısının üçte iki çoğunluğuyla belirler. Birinci oylamada aday belirleme işleminin sonuçlandırılamaması hâlinde ikinci oylamada üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu aranır. Bu oylamada da aday belirlenemediği takdirde her bir üyelik için en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme usulü ile aday belirleme işlemi tamamlanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Komisyon tarafından belirlenen adaylar arasından, her bir üye için ayrı ayrı gizli oyla seçim yapar. Birinci oylamada üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu; bu oylamada seçimin sonuçlandırılamaması hâlinde, ikinci oylamada üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu aranır. İkinci oylamada da üye seçilemediği takdirde en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme usulü ile üye seçimi tamamlanır.

Üyeler dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler bir kez daha seçilebilir.

Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki otuz gün içinde yapılır. Seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması durumunda, boşalmayı takip eden otuz gün içinde, yeni üyelerin seçimi yapılır.

Kurulun, Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı dışındaki asıl üyeleri, görevlerinin devamı süresince; kanunda belirlenenler dışında başka bir görev alamazlar veya Kurul tarafından başka bir göreve atanamaz ve seçilemezler.
Kurulun yönetimi ve temsili Kurul Başkanına aittir. Kurul Başkanı dairelerin çalışmalarına katılamaz. Kurul, kendi üyeleri arasından daire başkanlarını ve daire başkanlarından birini de başkanvekili olarak seçer. Başkan, yetkilerinden bir kısmını başkanvekiline devredebilir.
        
Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar; Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar; ayrıca, Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.
Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, yönetmeliklere ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanının oluru ile Kurul müfettişlerine yaptırılır. Soruşturma ve inceleme işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırılabilir.

Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.

Kurula bağlı Genel Sekreterlik kurulur. Genel Sekreter, birinci sınıf hâkim ve savcılardan Kurulun teklif ettiği üç aday arasından Kurul Başkanı tarafından atanır. Kurul müfettişleri ile Kurulda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcıları, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Kurula aittir.

Adalet Bakanlığının merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcılar ile adalet müfettişlerini ve hâkim ve savcı mesleğinden olan iç denetçileri, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Adalet Bakanına aittir.

Kurul üyelerinin seçimi, dairelerin oluşumu ve işbölümü, Kurulun ve dairelerin görevleri, toplantı ve karar yeter sayıları, çalışma usul ve esasları, dairelerin karar ve işlemlerine karşı yapılacak itirazlar ve bunların incelenmesi usulü ile Genel Sekreterliğin kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.


14.Maddedeki Değişiklik Ne Anlama Geliyor?
Tarihimizde siyasal,sosyal ve ekonomik yaşamımıza,hukuk sistemimize, insan hak ve özgürlüklerimizi sınırlama/baskılama amaçlı,birbirinden otuz yıl aralıkla gerçekleşmiş ike 12 Eylül bulunmaktadır. Bnlardan ilki olan 12 Eylül 1980’de gerçekleşen Askeri Faşist Darbedir. İkincisi ise, AKP ve zamanın kankası olan FG Oluşumunun ortaklaşa gerçekleştirdikleri e hatta,mezardan çıkartılacak ölülerle bile destek verilmesi nedeni ile FGO’nun daha fazla pay sahibi olduğu “Yargı Darbesi” olan 12 Eylül 2010’dur. AKP-FGO,yargı egemenliğini ele geçirmek ve yargı erkini kullananları emir-komuta zincirine bağlı kılmak için, HSYK üye sayısını 7’den, üçe katlayarak 22’ye çıkartmışlardı. Daha fazla emek ermiş olacaklar ki, FGO, yargı egemenliğindeki payını artırmış, alan temizliği yapabilmek için. Kumpas üzerine kumpas kurmuş,bu kumpasların savcılığını ise, zamanın AKP Genel Başkanı-Başbakanı RTE üstlenmişti. Sonradan kumpas davalar olduğu bizzat bu kumpasların savcısı tarafından itiraf edilen davalardan Oda-TV davasında bu savcı, basılmamış kitaba el konularak,yazarı Ahmet Şık’ın tutuklanmasına, “basılmamış kitabı,silah mühimmatı kadar tehlikeli ilan” eden görüşü ile katkıda  bulunmuştu. Şimdi yapılmak istenilen ise, kurul daire sayısını üçten ikiye, üye sayısının ise 22’den 13’e indirilmesidir. Kurullar ile,bu denli oynamanın, ve bu kurulların oluşumunu siyasal nedenlere dayalı kılınması, kurulların kurumlaşamamasına,yerleşik içtihadlar oluşturamamalarına neden olmaktadır.Olan ise, ulus adına yargı erkini kullanması gereken yargının, ulus tarafından en güvenilmez kurumlar derecesine düşen yrngıya olmaktadır.
Değişikliğin ilk maddesi ile, bağımsızlığın yanına eklenen yansızlık ve Kurulun doğal üye olan Bakan ve Müsteşar ile birlikte, doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanan dört üyesi, ile,toplamda 12 üyenin altısı Cumhurbaşkanının memur ettiği kimseler olacaktır. Kalan 7 üyeden üçü, yine doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanan rektörler ve YÖK üyelerinin denetiminde olan üniversiteler tarafından önerilecekler arasından, Partisinin Genel Başkanı-Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmiş olan TBMM iktidar partisince seçilecektir. Kalan 4 üye ise, yansız ve tarafsızlığı ne denli söz konus edilebilecek Yargıtay ve Danıştay’dan gelecektir. Yani, yargının üst organı, tümü ile yürütme erkini tek başına kullanan Cumhurbaşkanının memurları kimliğine sahip olacaklardır.
Daire ve üye sayısının değiştirilmesinin ötesinde yansızlık ve bağımsızlık, giderek “muktedire bağımlılık,ondan yana olmak anlamına gelmektedir. Yukarıda Antalya Cumhuriyet Başsavcısı örneği ve buna kzuların sezsizliğine bürünen HSYK örnektir.
Madde 15 : Anayasanın 161. Maddesinde Değişiklik Öngörüyor:
DÖRDÜNCÜ KISIM
Mali ve Ekonomik Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM

Mali Hükümler

I. Bütçe
A.  Bütçenin hazırlanması ve uygulanması
Madde 161 – Devletin ve kamu iktisadi teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları, yıllık bütçelerle yapılır.
(Değişik ikinci fıkra: 29/10/2005-5428/3 md.) Malî yıl başlangıcı ile merkezi yönetim bütçesinin hazırlanması, uygulanması ve kontrolü kanunla düzenlenir.
Kanun, kalkınma planları ile ilgili yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usuller koyabilir.
Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.

DÖRDÜNCÜ KISIM
Mali ve Ekonomik Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM
Mali Hükümler
I.                    Bütçe ve kesin hesap
Madde 161 – Kamu idarelerinin ve kamu iktisadi teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları yıllık bütçelerle yapılır.
Malî yıl başlangıcı ile merkezi yönetim bütçesinin hazırlanması, uygulanması ve kontrolü ile yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usuller kanunla düzenlenir. Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.
Cumhurbaşkanı bütçe kanun teklifini, malî yılbaşından en az yetmişbeş gün önce, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar. Bütçe teklifi Bütçe Komisyonunda görüşülür. Komisyonun ellibeş gün içinde kabul edeceği metin Genci Kurulda görüşülür ve mali yılbaşına kadar karara bağlanır.
Bütçe kanununun süresinde yürürlüğe konulamaması halinde, geçici bütçe kanunu çıkarılır.Geçici bütçe kanununun da çıkarılamaması durumunda, yeni bütçe kanunu kabul edilinceye kadar bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre artırılarak uygulanır.
Türkiye Büyük. Millet Meclisi üyeleri, Genel Kurulda kamu idare bütçeleri hakkında düşüncelerini her bütçenin görüşülmesi sırasında açıklarlar, gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar.
Genel Kurulda kamu idare bütçeleri ile değişiklik önergeleri, üzerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın okunur ve oylanır.
Merkezî yönetim bütçesiyle verilen ödenek, harcanabilecek tutarın sınırını gösterir. Harcanabilecek tutarın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile aşılabileceğine dair bütçe kanununa hüküm konulamaz
.
Carî yıl bütçesindeki ödenek artışını öngören değişiklik teklifleri ile cari ve izleyen yılların bütçelerine malî yük getiren tekliflerde, öngörülen giderleri karşılayabilecek mali kaynak gösterilmesi zorunludur.
Merkezî yönetim kesinhesap kanunu teklifi, ilgili olduğu mali yılın sonundan başlayarak en geç altı ay sonra Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Sayıştay genel uygunluk bildirimini, ilişkin olduğu kesinhesap kanun teklifinin verilmesinden başlayarak en geç yetmişbeş gün içinde Meclise sunar.
Kesinhesap kanunu teklifi ve genel uygunluk bildiriminin Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olması, ilgili yıla ait Sayıştayca sonuçlandırılamamış denetim ve hesap yargılamasını önlemez ve bunların karara bağlandığı anlamına gelmez.
Kesinhesap kanunu teklifi, yeni yıl bütçe kanunu teklifiyle birlikte görüşülür ve karara bağlanır.
15.Maddedeki Değişiklik Ne Anlama Geliyor?
Varolan 161.madde kaldırılmakta. TBMM’nin bütçe hazırlama yetkisi ortadan kaldırılarak, bu yetki Cumhurbaşkanına aktarılıyor.
TBMM’nin bütçeyi ret etmesi, Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanmış bütçenin önünü kesmiyor.Tam tersine, değişiklik, TBMM’nin ne denli yaşamsal ve kabul edilebilir olursa olsun, itirazlarını daha  baştan anlamsızlaştırıyor.
BUNLAR DEĞİŞİKLİKLERLE UYUMU SAĞLAMA AMAÇLI DEĞİŞİKLİKLER. FAZLA ÖNEMSEMEYİN.

Madde 16 : 2709 Sayılı Yasada Değişiklik Öngörüyor

2709 sayılı Kanunun; 
A)      8 inci maddesinde yer alan “ve Bakanlar Kurulu”; 15 inci maddesinin birinci fıkrasında, 17 nci maddesinin dördüncü fıkrasında ve 19 uncu maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “, sıkıyönetim”; 88 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu ve”, ikinci fıkrasında yer alan “tasarı ve”; 93 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “, doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulunun istemi üzerine,”; 125 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askerî Şuranın kararları yargı denetimi dışındadır. Ancak,” ve altıncı fıkrasında yer alan “sıkıyönetim,”; 148 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “, sıkıyönetim”, altıncı fıkrasında yer alan “, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi” ve “Yüksek”, yedinci fıkrasında yer alan “ile Jandarma Genel Komutanı”; 153 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “tasarı veya”; 154 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Yüksek”; 155 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Başbakan ve Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarıları,” ve “tüzük tasarılarını incelemek,”, üçüncü fıkrasında yer alan “Yüksek” ibareleri madde metinlerinden çıkarılmıştır. 

B) 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “Bakanlar Kuruluna” ibaresi “Cumhurbaşkanına”; 78 inci maddesinin başlığı “D. Seçimlerin geriye bırakılması ve ara seçimler”; 117 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı”; 118 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Başbakan yardımcıları,” ibaresi “Cumhurbaşkanı yardımcıları,”, “Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından” ibaresi “Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava kuvvetleri komutanlarından”, üçüncü fıkrasında yer alan “Bakanlar Kuruluna” ibaresi “Cumhurbaşkanına”, “Bakanlar Kurulunca” ibaresi “Cumhurbaşkanınca”, dördüncü fıkrasında yer alan “Başbakan” ibaresi “Cumhurbaşkanı yardımcıları”, beşinci fıkrasında yer alan “Başbakanın” ibaresi “Cumhurbaşkanı yardımcısının”, altıncı fıkrasında yer alan “kanunla” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle”; 123 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak” ibaresi “kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle”; 124 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Başbakanlık” ibaresi “Cumhurbaşkanı” ve “tüzüklerin” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin”; 127 nci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulunun” ibaresi “Cumhurbaşkanının”; 131 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “ve Bakanlar Kurulunca” ibaresi “tarafından”; 134 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Başbakanlığa” ibaresi “Cumhurbaşkanının görevlendireceği bakana”; 137 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “tüzük” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamesi”; 148 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “kanun hükmünde kararnamelerin” ibareleri “Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin”, altıncı fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu üyelerini” ibaresi “Cumhurbaşkanı yardımcılarını, bakanları,”; 149 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “oniki” ibaresi “on”; 150’nci maddesinde yer alan “kanun hükmündeki kararnamelerin” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin” ve “iktidar ve anamuhalefet partisi Meclis grupları ile Türkiye Büyük Millet Meclisi” ibaresi “Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubuna ve”; 151 inci maddesi ile 153 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “kanun hükmünde kararname” ibareleri “Cumhurbaşkanlığı kararnamesi”; 152 nci maddesinin birinci fıkrası ile 153 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “kanun hükmünde kararnamenin” ibareleri “Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin”; 158 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “adli, idari ve askeri” ibaresi “adli ve idari”; 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “hükümete” ibaresi “Cumhurbaşkanına”; 167 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Bakanlar Kuruluna” ibaresi “Cumhurbaşkanına” şeklinde değiştirilmiştir.
C) 89 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “geri gönderilen kanunu” ibaresinden sonra gelmek üzere “üye tamsayısının salt çoğunluğuyla” ve “117 nci” maddesinin üçüncü fıkrasının başına “Cumhurbaşkanınca atanan” ibareleri eklenmiştir.
Ç) 108 inci maddesinin birinci fıkrasına “inceleme,” ibaresinden önce gelmek üzere “idari soruşturma,” ibaresi eklenmiş; ikinci fıkrasında yer alan “Silahlı Kuvvetler ve” ibaresi madde metninden çıkarılmış; üçüncü fıkrasında yer alan “üyeleri ve üyeleri içinden Başkanı, kanunda belirlenen nitelikteki kişiler arasından,” ibaresi “Başkan ve üyeleri,” şeklinde ve dördüncü fıkrasında yer alan “kanunla” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle” şeklinde değiştirilmiştir. D) 146’ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “onyedi” ibaresi “onbeş” şeklinde değiştirilmiş, üçüncü fıkrasında yer alan “, bir üyeyi Askerî Yargıtay, bir üyeyi Askerî Yüksek İdare Mahkemesi” ibaresi ile dördüncü fıkrasında yer alan “, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi” ibareleri madde metninden çıkarılmıştır.
E) 82’nci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi, 96’ncı maddesinin ikinci fıkrası, 117’nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları, 127’nci maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi, 150’nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi ile 91, 99, 100, 102, 107, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 120, 121, 122, 145, 156, 157, 162, 163 ve 164 üncü maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
16. Maddedeki Değişiklik Ne Anlama Gelmekte ?

Bu maddede değişiklik nedeniyle mevcut Anayasada fazla olan kelime ya da cümleler çıkarılmış.
Örneğin: Bakanlar Kurulu, sıkıyönetim, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi gibi kelimeler. 
Bir de Cumhurbaşkanı’nın çok sayıda idari işlemi olacağı ve bunlara karşı yargı yoluna başvurulabileceği için “Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler yargı denetimi dışındadır” hükmü Anayasadan çıkarılmış.

Bu fıkrada da varolan Anayasanın bazı maddelerindeki kelimeler değiştiriliyor. Başbakan yerine Cumhurbaşkanı gibi. 
Sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerinde Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle değişikliği getirilerek, hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasını Meclis’in kanunla düzenlemesi yerine Cumhurbaşkanına insafına bırakılıyor. 
Bu madde ile gensoru, Meclis soruşturması, Cumhurbaşkanlığı sekreterliği, kaldırılıyor.
Olağanüstü halin ilanı değiştiriliyor. Eski hükümler kaldırılıp yeni hükümler konuyor. Askeri yargı kaldırılıyor. 
Anayasa Mahkemesine iptal davası açabilme ile ilgili maddeler yeni düzenleme nedeniyle kaldırılıyor.

Bütçenin hazırlanışı ve kabulü ile ilgili maddeler yeni düzenleme nedeniyle kaldırılıyor.
Madde 17 : 2709 Yasaya Geçici Madde Eklenmesini Öngörüyor

2709 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.


“GEÇİCİ MADDE 21


A) Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27’nci Yasama Dönemi milletvekili genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi 3/11/2019 tarihinde birlikte yapılır. Seçimin yapılacağı tarihe kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve Cumhurbaşkanının görevi devam eder. Meclisin seçim kararı alması halinde, 27’nci Yasama Dönemi milletvekili genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.
B) Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç altı ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu Kanunla yapılan değişikliklerin gerektirdiği Meclis İçtüzüğü değişikliği ile diğer kanuni düzenlemeleri yapar. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenleneceği belirtilen değişiklikler ise Cumhurbaşkanının göreve başlama tarihinden itibaren en geç altı ay içinde Cumhurbaşkanı tarafından düzenlenir.
C) Anayasanın 159 uncu maddesinde yapılan düzenlemeye göre Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyeleri en geç otuz gün içinde seçilirler ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki kırkıncı günü takip eden iş günü görevlerine başlarlar. Başvurular, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına yapılır. Başkanlık, başvuruları Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona gönderir. Komisyon on gün içinde her bir üyelik için üç adayı üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla belirler. Birinci oylamada üçte iki çoğunlukla seçimin sonuçlandırılamaması halinde, ikinci ve üçüncü oylamalar yapılır; bu oylamalarda üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun oyunu alan aday seçilmiş olur. Beşte üç çoğunluğun sağlanamaması halinde üçüncü oylamada en çok oyu almış olan, seçilecek üyelerin iki katı aday arasından ad çekme usulü ile üye belirleme işlemi tamamlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu aynı usul ve nisapları gözeterek onbeş gün içinde seçimi tamamlar. Mevcut Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri, yeni üyelerin göreve başlayacağı tarihe kadar görevlerine devam eder ve bu süre içinde yürürlükteki Kanun hükümlerine göre çalışır. Yeni üyeler, ilgili kanunda değişiklik yapılıncaya kadar mevcut Kanunun Anayasaya aykırı olmayan hükümleri uyarınca çalışır. Görevi sona eren ve Hâkimler ve Savcılar Kuruluna yeniden seçilmeyen üyelerden, talepleri halinde adli yargı hâkim ve savcıları arasından seçilenler Yargıtay üyeliğine, idari yargı hâkim ve savcıları arasından seçilenler Danıştay üyeliğine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca seçilir; öğretim üyeleri ve avukatlar arasından seçilenler ise Danıştay üyeliğine Cumhurbaşkanınca atanır. Bu şekilde yapılan seçim ve atamalarda boş kadro olup olmadığına bakılmaz, seçilen ve atanan üye sayısı kadar Yargıtay ve Danıştay kadrolarına üye kadrosu ilave edilir.
D) Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesinden Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmiş bulunan kişilerin herhangi bir sebeple görevleri sona erene kadar üyelikleri devam eder.
E) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve askerî mahkemeler kaldırılmıştır. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde; Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin askerî hâkim sınıfından Başkan, Başsavcı, İkinci Başkan ve üyeleri ile diğer askerî hâkimler (yedek subaylar hariç) tercihleri ve müktesepleri dikkate alınarak;
a) Hâkimler ve Savcılar Kurulunca adli veya idari yargıda hâkim veya savcı olarak atanabilirler.
b) Aylık, ek gösterge, ödenek, yargı ödeneği, ek ödeme, malî, sosyal hak ve yardımlar ile diğer hakları yönünden emsali adli veya idari yargıya mensup hâkim ve savcılar, bunların dışındaki hak ve yükümlülükler yönünden ise bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki mevzuat hükümleri uygulanmaya devam edilmek suretiyle Millî Savunma Bakanlığınca mevcut sınıflarında, Bakanlık veya Genelkurmay Başkanlığının hukuk hizmetleri kadrolarına atanırlar. Bunlardan, emeklilik hakkını elde edenlerden yaş haddinden önce bu görevlerden kendi istekleriyle ayrılacaklara ödenecek tazminata ilişkin usul ve
esaslar kanunla düzenlenir. Kaldırılan askerî yargı mercilerinde görülmekte olan dosyalardan; kanun yolu incelemesi aşamasında olanlar ilgisine göre Yargıtay veya Danıştaya, diğer dosyalar ise ilgisine göre görevli ve yetkili adli veya idari yargı mercilerine dört ay içinde gönderilir.
F) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan kanun hükmünde kararnameler, tüzükler, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikler ile diğer düzenleyici işlemler yürürlükten kaldırılmadıkça geçerliliğini sürdürür. Yürürlükte bulunan kanun hükmünde kararnameler hakkında 152’nci ve 153’üncü maddelerin uygulanmasına devam olunur.
G) Kanunlar ve diğer mevzuat ile Başbakanlık ve Bakanlar Kuruluna verilen yetkiler, ilgili mevzuatta değişiklik yapılıncaya kadar Cumhurbaşkanı tarafından kullanılır.
H) Anayasanın 67’nci maddesinin son fıkrası hükmü, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra birlikte yapılacak ilk milletvekili genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi bakımından uygulanmaz.”

17. Maddedeki Değişiklik Ne Anlama Geliyor ?

Bu süreçte HSK'ye aday olan hakimler kendilerini siyasilere beğendirmek için kulis yapacaklar. Siyasilere borçlanacaklar.
Meclis ve Cumhurbaşkanı’nın seçmesi yerine Yargıtay, Danıştay, Barolar Birliği gibi yargı kurumlarından üyeleri meslektaşları tarafından seçilse, siyasilerle iyi ilişkileri olan değil, hukuk bilgisi ve deneyimi ile layık olan hakim ve avukatların Kurula seçilmesi daha mümkün olacaktır.
AYM’de Askeri Mahkemeler kontenjanından gelen üyelerin her hangi bir sebeple görevleri sona erene kadar üyeliklerinin devam edeceği düzenlenmiş.
Askeri Mahkemelerin kapatılması ve hakimlerinin hakları korunarak adli ve idari yargıda istihdam edilmesi düzenlenmiş.
Madde 18 : Değişiklik Paketinin Yürürlüğüne İlişkin Hükümler İçeriyor :

Bu Kanun ile Anayasanın;

a) 8, 15, 17, 19, 73, 82, 87, 88, 89, 91, 93, 96, 98, 99, 100, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113 üncü maddelerinde yapılan değişiklikler ile 114 üncü maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarının ilgaları yönünden, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124 ve 125’inci maddelerinde yapılan değişiklikler ile 127’nci maddenin son fıkrasına dair değişiklik; 131, 134, 137’nci maddelerinde yapılan değişiklikler ile 148’inci maddenin birinci fıkrasındaki değişiklik ile altıncı fıkrasındaki “Bakanlar Kurulu üyelerini” ibaresine dair değişiklik, 150, 151, 152, 153, 155 inci maddenin ikinci fıkrası,161, 162, 163, 164, 166 ncı ve 167 nci maddelerinde yapılan değişiklikler ile Geçici 21 inci maddenin (F) ve (G) fıkraları, birlikte yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda Cumhurbaşkanının göreve başladığı tarihte,


b) 75, 77, 101 ve 102 nci maddelerinde yapılan değişiklikler, birlikte yapılacak ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin takvimin başladığı tarihte,


c) Değiştirilen diğer hükümleri ile 101 inci maddesinin son fıkrasında yer alan “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir” ibaresinin ilgası bakımından yayımı tarihinde, yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır.
18. Maddedeki Değişiklik Ne Anlama Geliyor?
Bu geçici madde ile hangi değişikliğin ne zaman uygulanacağı belirtilmiş. Son fıkra dikkat çekici Referandum sonrası Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bir olağanüstü kongre ile resmen AKP Genel Başkanı olabilecek.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder