Sevgili Aile Dostumuz, düşün
arkadaşlarımızdan Nazime Gürkan’ın bir hukuk fakültesi öğretim üyesinden yola
çıkarak, hukuk fakültelerimizin(tüm öğretim kurumlarımızdan da olabilir)
sefaletinden,düzeysizlikten ötürü attığı çığlığın çağrıştırdığı bir yaşanmış öyküyü
paylaşmıştım.40 yıl öncesinin öğrenci arkadaşlarımdan Mehmut Özavcı’nın bunu
paylaşması sonrasında, Yeşilçiçekler bu paylaşımı değerlendirmelerini ve bu değerlendirmeye yanıtımı sizlerle,
özellikle MİYO’cularla paylaşmanın yararlı olduğunu düşündüm.Esenlik
dileklerimle.16.01.2017
Yazınız bana; 37 yıl önce
Gazi nin resim bölümünde 2 yıl okuduktan sonra sanatın zamanı değil, ülke
yönetmenin en iyi öğrenileceği okulların iktisat fakülteleri olduğuna karar
verdiğim anı anımsattı. Mülkiyeyi kazanamadım ve MİYO' ya geldim. (Bu tercihimde'
okulun, Gökova' da, mandaline bahçeleri içinde olduğunu söyleyen Ege'li
arkadaşlarımın da etkisi olmuştu açıkcası). Ankara'da Mimar Kemalettin'in
yaptığı Cumhuriyet'in medarı iftihari taş binadan, tabelası kendinden büyük
yetimhanenin iki katlı bir bölümünde kurulu olan MİYO, bende hayal kırıklığı
yarattıysa da,.... ''olsun devrimin iktisatçılara ihtiyacı vardı.''...19
yaşındaydım, başımda devrim külhanları yanıyordu. Sınıfımızda inanılmaz bir
dostluk havası oluştu. Ancak 24 Ocak kararları açıklanmıştı. Hemen bir grup
oluşturup, bu kararların Muğla ekonomisine etkisini araştırmaya koyulduk. 37
yıl sonra dönüp baktığımda hayatımın en komik işlerinden biri olduğunu
rahatlıkla söyleyebileceğim araştırmayı, büyük bir ciddiyetle yürüttük.
(ben,Mehmet Özavcı, Hüseyin Erdoğan, Ümit Özkan, Selim Yaman, Cemal Kahraman,
Gülşen Çakal, Neşe Yılmaz, Nebahat Killik ve adını anımsayamadığım diğer
arkadaşlarla.) Tam bu sırada, varlığı, mütevazi MİYO' muzu akademik ortama
dönüştüren saygıdeğer hocamız Mustafa Altıntaş tutuklandı. Çıktığını
öğrendiğimizde ise duyduğumuz sevinci yıllar sonra hala anımsarım. Ancak okulun
kapısında, hocamızın, bizleri bırakma kararı tam bir soğuk duş etkisi
yaratmıştı üzerimizde.... ''size ihtiyacımız var gitmeyin'' yönündeki
itirazımıza,..... kendisinin ''ihtiyacı olan kaç kişi var, kaç kişi hocamızı
niye tutukladınız diye girişimde bulundu''.... şeklindeki yanıtını hiç unutmam
. (Bu arada söylemeden geçemiyeceğim: ben ve Mehmet Özavcı birlikte hocamızı
ziyarete gitmiş, ancak kendisiyle maalesef görüştürülmemiştik. Erzincan hukuk
fakültesinin durumu, bende benzer yaşanmışlıkları anımsattığı için yazdım.
Saygı ile ....
Sevgili Yeşilçiçek,Sevgili
Nazime Gürkan'ın hukuk kadrolarının sefaletine yönelik verdiğim yanıtın, sizde
yansıması ve bizleri 35 yıl öncesine taşıyacağını ummamıştım. Belleğimizin
köşelerine sıkışmış olan anılarımızın yeniden alevlenmesine olanak verdiğin
için ve ayrıca, şimdi Kültür Merkezi olan Muğla Hapishanesi'ndeki devletçe
zorunlu konukluğa zorlandığımda, kapıdan geri dönüşünüzden ötürü de teşekkür
ederim. Benim 1976-1982 yıllarında görev yaptığım MİYO'dan ayrılma isteğim,
arkadaşça ilişki kurduğum ve halen 40 yıllık dostluğumuzu yürüttüğüm
öğrencilere yönelik sitemden olmayıp, MİYO'nun bağlantısının Ankara İTİA'den
kopartılması nedeni ile olmuştur. Bildiğiniz gibi,MİYO Ankara İTİA'ne bağlı bir
kuruluş idi ve ben de kadro olarak oraya bağlıydım.Bağlantının İzmir DEÜ ile
kurulması üzerine, ben de yuvama döndüm.Bugün 40 sene geriye baktığımda ve
sizlerin yaşamda yer tutuşunuza, başarılarınıza ve kendi çocuklarınıza sizleri
aşma olanağını yaratmanızı izlediğimde, başarılı olduğumu düşünmekte ve
övünmekteyim.Bu başarının en büyük aktörleri ve paydaşları siz öğrenci
arkadaşlarım ve birlikte çalıştığımız akademik kadromuz olmuştur.Bu bakımdan
övgüye değer bir şeyleri başarmışsak, bu hepimizin akıl ve alın terlerinin
ürünüdür.Her kurum mezunlarının yaşamda başarısı ile ölçülür. Sizler başardınız
ve bu başarınız,bugün bile MİYO'yu yaşatmanızdan bellidir. Beni 40 yıllık bir
bellek yoklamasına neden olduğun için ve övgüleyici tümcelerin için
teşekkürler.16.01.2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder