16 Ocak 2017 Pazartesi

Sevgili Aile Dostumuz, düşün arkadaşlarımızdan Nazime Gürkan’ın bir hukuk fakültesi öğretim üyesinden yola çıkarak, hukuk fakültelerimizin(tüm öğretim kurumlarımızdan da olabilir) sefaletinden,düzeysizlikten ötürü attığı çığlığın çağrıştırdığı bir yaşanmış öyküyü paylaşmıştım.40 yıl öncesinin öğrenci arkadaşlarımdan Mehmut Özavcı’nın bunu paylaşması sonrasında, Yeşilçiçekler bu paylaşımı değerlendirmelerini  ve bu değerlendirmeye yanıtımı sizlerle, özellikle MİYO’cularla paylaşmanın yararlı olduğunu düşündüm.Esenlik dileklerimle.16.01.2017



Yazınız bana; 37 yıl önce Gazi nin resim bölümünde 2 yıl okuduktan sonra sanatın zamanı değil, ülke yönetmenin en iyi öğrenileceği okulların iktisat fakülteleri olduğuna karar verdiğim anı anımsattı. Mülkiyeyi kazanamadım ve MİYO' ya geldim. (Bu tercihimde' okulun, Gökova' da, mandaline bahçeleri içinde olduğunu söyleyen Ege'li arkadaşlarımın da etkisi olmuştu açıkcası). Ankara'da Mimar Kemalettin'in yaptığı Cumhuriyet'in medarı iftihari taş binadan, tabelası kendinden büyük yetimhanenin iki katlı bir bölümünde kurulu olan MİYO, bende hayal kırıklığı yarattıysa da,.... ''olsun devrimin iktisatçılara ihtiyacı vardı.''...19 yaşındaydım, başımda devrim külhanları yanıyordu. Sınıfımızda inanılmaz bir dostluk havası oluştu. Ancak 24 Ocak kararları açıklanmıştı. Hemen bir grup oluşturup, bu kararların Muğla ekonomisine etkisini araştırmaya koyulduk. 37 yıl sonra dönüp baktığımda hayatımın en komik işlerinden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğim araştırmayı, büyük bir ciddiyetle yürüttük. (ben,Mehmet Özavcı, Hüseyin Erdoğan, Ümit Özkan, Selim Yaman, Cemal Kahraman, Gülşen Çakal, Neşe Yılmaz, Nebahat Killik ve adını anımsayamadığım diğer arkadaşlarla.) Tam bu sırada, varlığı, mütevazi MİYO' muzu akademik ortama dönüştüren saygıdeğer hocamız Mustafa Altıntaş tutuklandı. Çıktığını öğrendiğimizde ise duyduğumuz sevinci yıllar sonra hala anımsarım. Ancak okulun kapısında, hocamızın, bizleri bırakma kararı tam bir soğuk duş etkisi yaratmıştı üzerimizde.... ''size ihtiyacımız var gitmeyin'' yönündeki itirazımıza,..... kendisinin ''ihtiyacı olan kaç kişi var, kaç kişi hocamızı niye tutukladınız diye girişimde bulundu''.... şeklindeki yanıtını hiç unutmam . (Bu arada söylemeden geçemiyeceğim: ben ve Mehmet Özavcı birlikte hocamızı ziyarete gitmiş, ancak kendisiyle maalesef görüştürülmemiştik. Erzincan hukuk fakültesinin durumu, bende benzer yaşanmışlıkları anımsattığı için yazdım. Saygı ile ....



Sevgili Yeşilçiçek,Sevgili Nazime Gürkan'ın hukuk kadrolarının sefaletine yönelik verdiğim yanıtın, sizde yansıması ve bizleri 35 yıl öncesine taşıyacağını ummamıştım. Belleğimizin köşelerine sıkışmış olan anılarımızın yeniden alevlenmesine olanak verdiğin için ve ayrıca, şimdi Kültür Merkezi olan Muğla Hapishanesi'ndeki devletçe zorunlu konukluğa zorlandığımda, kapıdan geri dönüşünüzden ötürü de teşekkür ederim. Benim 1976-1982 yıllarında görev yaptığım MİYO'dan ayrılma isteğim, arkadaşça ilişki kurduğum ve halen 40 yıllık dostluğumuzu yürüttüğüm öğrencilere yönelik sitemden olmayıp, MİYO'nun bağlantısının Ankara İTİA'den kopartılması nedeni ile olmuştur. Bildiğiniz gibi,MİYO Ankara İTİA'ne bağlı bir kuruluş idi ve ben de kadro olarak oraya bağlıydım.Bağlantının İzmir DEÜ ile kurulması üzerine, ben de yuvama döndüm.Bugün 40 sene geriye baktığımda ve sizlerin yaşamda yer tutuşunuza, başarılarınıza ve kendi çocuklarınıza sizleri aşma olanağını yaratmanızı izlediğimde, başarılı olduğumu düşünmekte ve övünmekteyim.Bu başarının en büyük aktörleri ve paydaşları siz öğrenci arkadaşlarım ve birlikte çalıştığımız akademik kadromuz olmuştur.Bu bakımdan övgüye değer bir şeyleri başarmışsak, bu hepimizin akıl ve alın terlerinin ürünüdür.Her kurum mezunlarının yaşamda başarısı ile ölçülür. Sizler başardınız ve bu başarınız,bugün bile MİYO'yu yaşatmanızdan bellidir. Beni 40 yıllık bir bellek yoklamasına neden olduğun için ve övgüleyici tümcelerin için teşekkürler.16.01.2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder